Bismillâhirrahmânirrahîm
Bizleri var eden, varlığından haberdar eden Rabbimiz’e binlerce hamd-ü senâ, O’nun alemlere rahmet ve rehber son elçisi Efendimiz’e salât ve selam olsun…
2020’nin bu ilk günlerinde sizlerle tekrar buluşmanın heyecanını yaşarken, geri dönüp baktığımızda 3 yıllık bir zaman diliminde -elinizdeki sayı ile birlikte- 13. sayıya ulaştığımızı görmekteyiz. Esasen bu sayı değeri, süreli yayıncılık noktasında daha emekleme çağında olduğumuzu gösterse de yayıncılığın ve dahası matbu süreli yayın yapmanın her zamankinden daha zor olduğu günümüz koşullarında önemli bir başarıyı temsil etmektedir. Elbette bu, öncelikli olarak Rabbimiz’in inayeti, değerli kalemlerimizin emeği ve siz kıymetli okuyucularımızın teveccühünün bir neticesidir, hamdolsun…
Hız, hırs ve haz toplumu ya da başka bir deyişle nefs-i emmarenin ete kemiğe, nesneye, cisme bürünmüş hali olarak tasvir edebileceğimiz günümüz dünyasında insanlık, ciddi bir kayboluş ve arayış içerisinde olduğu her gün bir şekilde tanık olduğumuz bireysel ve toplumsal travmalardan gayet net olarak anlaşılmakta. İnsanlığın son umudu İslâmiyet ve onun temsilcisi ve davetçisi konumundaki Müslüman dünyanın bu gidişata dair söyleyecek bir sözü, göstereceği bir yolu olmalıydı. Nitekim oldu da: Tebliğ ve davet…
Hz. Âdem (as) ile başlayıp Peygamber Efendimiz (sas) ile olgunluğuna erişen nebevî miras olarak da kıyamete kadar devam edecek insanlığa emanet bir değerdir tebliğ ve davet…
Kuşkusuz tebliğ ve davetin kıymet ve zarureti Müslüman coğrafyada neredeyse büyük bir çoğunlukla kabule mazhar olmuş bir durumdur. Her bir Müslüman birey veya cemaat bir şekilde bu işin yapılmasının gerekliliğinde hemfikirdir. Lakin tebliğ ve davetin esaslarında ittifak olsa da usûllerinde/yöntemlerinde ciddi farklar olduğu gözden kaçmayan önemli bir husustur. “Kaş yapayım derken göz çıkarma” deyiminin ne kadar gerçekçi olduğu yaşanan tebliğ ve davet kazalarında(!) gözler önüne serildi, maalesef…
Hasılı Siyer Dergisi olarak hem toplumumuzda hem de dünya ölçeğinde önemli bir mesele olan tebliğ ve daveti sayımızın dosya/kapak konusu olarak ele almaya çalıştık. Çoğumuzun yakından tanıdığı kıymetli kalemlerin değerli yazılarıyla meselenin farklı boyutlarını anlamaya/anlatmaya çalıştık.
Röportajımızı Op. Dr. Salih Selman Hocamızla yaptık. Neredeyse ibretlik film tadında bir hayatın sahibi hocamızın hasbihal kıvamındaki söyleşisini okurken tebliğ ve davet hususunda muhataba verilen değerin, insaniyeti kıymetli bilmenin başka bir deyişle sahih bir yöntemin/usûlün desteklediği teslimiyetli hakiki bir temsiliyetin ne kadar hayatî bir önem taşıdığına tanıklık edeceksiniz.
Ayrıca soruşturma sayfamızda dünyanın farklı coğrafyalarında İslâm ile bulaşan gönüllerin hikayelerini dinlerken bir yandan kendinizi gözyaşlarınızı silerken bulursanız, hiç şaşırmayın…
Sözü daha fazla uzatmadan yine dopdolu bir sayı ile sizleri baş başa bırakalım.
Selam ve dua ile…