“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır. Ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete kavuşanları da en iyi bilendir.” (Nahl, 16/125).
“…De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri öğüt alıp düşünür.” (Zümer, 39/9).
Eğitim felsefesi, eğitimin ne olduğunu, eğitime niçin ihtiyaç duyulduğunu bilmeye, mahiyetini, eğitim yoluyla yüksek vasıflara sahip insan olmanın temellerini ortaya koymaya, insanı dönüştürmenin imkân ve kabiliyetlerini göstermeye çalışır. Değişen koşullarda insanın içindeki enerjiyi ve yeteneği açığa çıkarmanın imkânlarını konu edinir. İnsanı insan yapan özelliklerin keşfini hedefler, onların korunması ve geliştirilmesi için uygun yollar arar.
Eğitimin temel amacı insandaki idrak kabiliyetini, kendisine ve yaratılış gayesine ilişkin öz bilinci geliştirmek; sonra da onda saklı bulunan enerjiyi, yeteneği, yaratıcılığı ve mahareti açığa çıkarmaktır. Başka bir ifadeyle, eğitimde gözetilecek esas amaç, insanın kendini tanımasına, bulmasına, insan kalmasına ve kendini gerçekleştirmesine yardım etmektir. Eğitim; insan olma ve insan kalma sanatıdır. Eğitim, insan olma estetiğinin bilimi ve pratiğidir.
Her insan yaratılıştan temiz, fıtrat üzere, kendi doğası ve yetenekleri ile doğar. İşte bu fıtratın korunması, doğasının açığa çıkması ve yeteneklerin kendini bulması ancak ve ancak bu eğitim felsefesi ile mümkün olabilir.
Bu noktada eğitim beş boyutu olan bir sistematikle hayat bulmalıdır. Bunlar: Okuma, anlatma, tartışma, yazma ve yaşamadır.