Menü
İpek Coşkun
İpek Coşkun
Popülist Pedagoji ve Eğitimde McDonaldslaşma
Eylül 25, 2023
Yazarın Tüm Yazıları

Yoğun bir enformasyon sağanağı altındayız; anlık bildirimler, sosyal medya mesajları, uzman görüşleri, son dakika haberleri derken gün içerisinde sayısız uyarana maruz kalıyoruz. Mevcut enformasyon seli altında doğru ve hakiki bilgiye ulaşmak ise çağımız insanı için en büyük meydan okuma. Doğruyu yanlıştan ayırt edebilmek hiçbir dönem bu denli zor olmamıştı. Kimilerinin “post truth” olarak ifade ettiği, bir tür “gerçeğimsi yalan”larla örülü bir dünyanın sancılarını hem bireysel hem sosyal yaşantımızda hissedebiliyoruz. Bu bağlamda varoluşsal olarak hayatta kalmak kolay değil. Hayatta kalma becerilerini kazanabilmek için bize işin sırrını vermesini beklediğimiz kurum klasik anlamda okullar, bu işin fedailerinin ise öğretmenler olması bekleniyor. Ancak gerek eğitim modellerinde 70’lerden bu yana gelen Amerikanlaşma ve popülist yaklaşımlar gerekse de eğitim yönetimindeki değişkenliklerden dolayı halen kimlik bunalımı yaşayan bir eğitim sistemine sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu bunalım esasında Osmanlı’nın son dönemlerinden bu yana devam eden ve ne yazık ki halen bir çıkış bulamayan bir bunalımken bahsi geçen Amerikanlaşma süreçleri ile daha karmaşık bir hale bürünmüştür. Ortaya çıkan bu durumda da eğitimde kalite üzerine oluşması beklenen standartlaşma yerini iptidai bir kopyalama olan McDonaldlaşmaya[i] bırakıyor. Kaliteye rağmen dönemin popüler pedagojik yaklaşımları ile süslenmiş seri üretimci bir eğitim anlayışı bir anda tüm kurumlarda hızla yayılıyor. Bu durumun sadece Türkiye’ye özgü olmadığını belirtmekte yarar var. Dünyada gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere eğitim sistemlerinde bir kimlik bunalımı yaşanmaktadırlar. Dünya genelinde popüler olan bir eğitim uygulamasının peşinden bir anda milyonlarca insan koşabiliyor, eğitim terminolojisini bir anda bu kavramlarla doldurabiliyor. Bunun en hazin örneklerinden biri ülkemizde olduğu gibi dünyada da çok popüler olan çoklu zekâ kuramı olsa gerek. Eğitimde fenomen yaklaşımlar arasına giren yaklaşımla sınıflarda birçok öğrenci zekâ tipine göre değerlendirildi hatta bu şekilde raporlandılar. Konu çocukların zekâ tipine göre etiketlenmesi noktasına gelecek kadar seri üretimde uygulanmaya başlayınca teorinin sahibi Howard Gardner bir açıklama yapmak durumunda kaldı: “Beni çok yanlış anladınız! Ben bu çalışmayı çocuklarla ilgili bir etiketleme yapmak ya da yanlış algı oluşturmak için yapmadım. Lütfen çalışmayı öğrencileri sınıflandırmak için kullanmayın.”[ii]

Fenomen Öğretmenlik ve Monsiuer Lazhar

Yerel aksanla konuşan ve meramını anlatmaya çalışan Samet’in videosu sosyal medyada binlerce beğeni almış. Sekiz dokuz yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim Samet’e öğretmeni bazı sorular soruyor, o da bütün masumiyetiyle cevap veriyor. Video, Whatsapp gruplarında sürekli paylaşılıyor; bana da birkaç farklı kaynaktan ulaşmış oldu. Samet tatlı mı tatlı, sevimli mi sevimli ama öğretmeni tarafından bu paylaşımın yapıldığından ve dolaşımda olduğundan acaba haberdar mı? Kaç kişinin telefonundan geçtiğini, üzerine yapılan yorumları ailesi biliyor mu? Ya da bu video kaydını alan öğretmen, örneğin İstanbul Moda’da bir ilkokulda aynı çekimi bu rahatlıkla yapıp, ailenin ve çocuğun izni olmadan dolaşıma sokabilir mi? Elbette, hayır. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu başta olmak üzere ilgili pek çok yasal mevzuatla aileler videoyu çeken ve dolaşıma sokan kişiyi dava edebilir ve kişi cezai müeyyidelerle karşı karşıya kalabilir. Millî Eğitim Bakanlığı da 2017’de konuya özel bir genelge yayınlayıp okullarla paylaşmıştı.[iii] Öyleyse diğer tarafta öğretmenler neden bu tip çekimleri halen hemen hemen her gün yapıp dolaşıma bu rahatlıkla sokuyor. Sosyal medyada alınan her bir beğeni bu tip paylaşımların yapılmasını ve sıklığını etkiliyor. Kendi çocuğumuza dikkat kesilirken başkalarının çocuklarını eğlence malzemesi haline getirmek çokça dillendirdiğimiz çocuk hakları ihlaline girmez mi acaba? Bu noktada Samet’in hakkını kim koruyacak? Bunu öncelikle korumasını beklediğimiz kişi şüphesiz çekimi yapan öğretmenin kendisidir. Bu çekimi yaparken öğretmenin kötü niyet beslediğini kesinlikle söyleyemem. Ama farkındalığının zayıf olduğunu söyleyebilirim. Çünkü bir öğretmenin belki kendi alanından önce bilmesi gereken şey öğrencilerinin mahremiyeti ve hukukudur. Öğrenciler hangi şehirden, coğrafyadan, etnik kökenden gelirse gelsin öğretmen için emanettir. Hiçbir çocuk, popüler kültüre malzeme edilecek kadar değersiz ve sahipsiz değildir. Ama “fenomen” öğretmenlik uğruna bunları göz ardı edip popülizm rüzgarına kapılabiliyoruz.

0 0 Yorumlar
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
DOSYA
Psiko-Sosyal Açıdan Güvenin Yitimi...
Ferhat Kardaş
Meçhulden Maluma Bir Sefer: “Öz”ün Muhasebesi...
Muhammed Ali Alioğlu
Teknolojinin Bilinen ve Bilinmeyen Karanlık Yüzü...
Sadi Özgül
Müslüman Toplumlarda Eleştiri ve Öz Eleştiri İhtiy...
Mahmut Hakkı Akın
İktidar Müslümanlığı Gölge Yanıyla Yüzleşmeden…...
Nihal Bengisu Karaca
RÖPÖRTAJLAR
“Reform edilmesi gereken bir şey varsa o da modern...
Recep Şentürk
Öz eleştiri, varlığımızı geleceğe taşıma konusunda...
Temel Hazıroğlu
“Gazze” demek şahitler diyarı demektir....
Muhammed Emin Yıldırım
“Şahitlik; her zaman ve zeminde hakkı söyleme, hak...
Şinasi Gündüz
“Doğu Türkistan Çin’in bir parçası değildir."...
Hidayet Oğuzhan
SİRET-İ İNSAN
Savaşın Çocukları
Bahriye Kaman
Toplumun Kurucu Hücresi Olan Ailede Örneklik Vasfı...
Bahriye Kaman
Lider, Önder, Rehber!
Bahriye Kaman
Göçebe Ruhu
Bahriye Kaman
Nitelikler ve Roller
Bahriye Kaman
SİNEMA
Sinema Sanat Olmasaydı, Çoktan Bitmişti......
Abdülhamit Güler
Doğu Türkistan, Filistin ve Diğerleri: Sinemada Ek...
Abdülhamit Güler
Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak. Ama!...
Abdülhamit Güler
Bu Film, Böyle Devam Edemez!
Abdülhamit Güler
Göstermenin Mesuliyetinde Sinemanın Örnekliği...
Abdülhamit Güler
GEZİ-YORUM
Doğunun Tüm Yolları Erzurum'dan Geçer...
Mikail Çolak
Mağrur Bir Tarih Ribatı Gibi Dimdik Ayaktadır Kâşg...
Mikail Çolak
Prizren’de Osmanlı Evladı Olmak
Mikail Çolak
Vakur ve Mahzun Bir Efsanedir: Kudüs...
Mikail Çolak
Habib-i Neccâr’ın Gözyaşları
Mikail Çolak
SAHABİ BİYOGRAFİSİ
Ya Hanzala Münafık Olmuş Olsaydı?...
Rumeysa Döğer
Leyla “A” dır
Rumeysa Döğer
Son Dokunuş Sahibi: Kusem b. Abbas
Rumeysa Döğer
F Tipi Dünya
Rumeysa Döğer
Afrâ bint Ubeyd Yüzlü Kadınların Zamanından…...
Rumeysa Döğer
NEBEVİ VARİSLER
Ubey b. Kâ'b: Allah’ın Seçtiği Muallim...
Damla Mıdış
Ümmü Seleme
Hayrunnisa Duran
Allame Muhammed Salih Damollam
İkra Nur Demir
Mücâhid b. Cebr
Damla Mıdış
Takvâ Sahiplerinin Öncüsü Hasan Basrî...
Beyza Durna
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x