Menü
Fatma Sümeyye Yemiş
Fatma Sümeyye Yemiş
Kendinden Göçmek
Eylül 25, 2023
Yazarın Tüm Yazıları

Hüzünle gülümsedi, en içten tebessümünde bile hüzün vardı onun. Toprağında koparılmış bir çiçek gibi, nereye ait olduğunu bilmediği vazolarda belli süre sergilenip sonrasının meçhul olduğunun farkında olarak. Sahi, hani yeryüzü insanın yaşam alanıydı, neden sığamadık, sığdıramadık koca dünyaya bir kalbi?

Anlat çocuk neden bu kadar acımasız insanlar? İsmini mi sevmiyorlar, rengini mi yoksa kimliğini mi? Sen ister miydin evini, yurdunu, okulunu terk etmek? Arkadaşlarınla dilini bildiğin yerde doyasıya muhabbet etmek varken hiç yaşamamış gibi bir anda dilsiz kalmak? Ölüyordun yahu neden anlamıyorlar? Tercih hakkın yoktu, şikâyetin bütün insanlığaydı. Ruhların bedende özgür olamadığı şu zamanda senin bedenin bari özgür olsundu bu diyarda. Ket vurulmasındı fikirlerine, yaşayışına. İnsan desinler, ötesini sorgulamadan; nefes al özgürce istediğin her yerde.

Benim adım mülteci değil, diyorsun çocuk duyuyorum seni. Ama onlar duymayacaklar sesini. Sen buraya ait değilsin diyecekler, kendileri bulundukları yeri çabayla kazanmış gibi. Sen dönüşü olmayan o yola çıkarken küçük bir çantaya sığdırmışsın hayatını. Bunu mu kıskanıyorsunuz, diye sormak istiyorsun belki. Sor çocuk, belki insafa gelir kararmış kalpleri.

Ben denizleri çok severim. Vapura binmek sekînet verir gönlüme. Peki sen çocuk neden korkuyorsun denizlerden bu kadar? Akdeniz seni çok hırpaladı, bir nefes uğruna beraber yola çıktığın sevdiklerini senden aldı diye mi? Maviler huzur verir derlerdi hep ama senin canını çok yakmış belli ki. O minik omuzların nasıl taşıyor bunca yükü? Aslında sadece senin değil bu imtihan hepimizindi, biz sana bıraktık acımadan bütün sorumluluğu.

Geçmişi ve yarını olmayan yaralı çocuklar var çok yakınımızda; bırak o yaraların sarılmasını, üzerine basılarak kanatılmış, acımasızca canına ruhuna kastedilmiş. Sen öyle olma çocuk, kendini sev, az da olsak biz seni seviyoruz. Zaten faydasız kalabalığın çok da gerekli bir şey olmadığını benden daha iyi biliyorsun sen. Az olalım da niteliğimiz çok olsun. Duyma, görme onları. Sen hedefine yönel, herkese rağmen her şeye rağmen yaşa bu hayatı. Anlat onlara sen, sınırlar sadece haritalarda kalsın artık aşalım kendimizi.

Gurbet neresi çocuk? Anlat bize. Alıştığının dışında olmaya ve etrafına yabancı olmaya da gurbet diyebilir miyiz? Tek değilsin öyleyse. Ben de gurbetteyim çevremi kaplayan tanıdıklarımla. Ne acı değil mi, yakında olup aslında uzak olmak. Anlamamak, anlaşılmamak. Tuhaf bakışlara siper olmak. Sana yandığım dertlere bak. Hep yaşıyorsun bunları sen. İnsan işte ancak çektiğini biliyor gerisi tahayyülden ibaret. En kıymetliye zulmedilmiş bu dünyada biz zaten çok önemsiyoruz kendimizi.

Bir âyet var çocuk, her okuduğumda ilk kez duymuş gibi olurum. Der ki yüce yaratan: “İnsanların diriltildiği o günde size nesebiniz sorulmayacak, o günde ne soy kalır ne nesep bağı.” O gün için yaşamıyor muyuz biz? Neden uğruna bir hayat verilen o günde bile sorulmayacak soru için hayatımızı harcıyoruz? Bana ne nereli olduğundan, kimden olduğundan, sadece nefes almandır seni kıymetli yapan…

Herkes birilerini karalama yarışına girmiş halde, haset duygular kaplamış sineleri. Ama Medine öyle miydi çocuk? Medine, medeniyetti. Tarihte ensar gibi muhacire destek olan, kıskançlık olmadan ihlasla sadece Allah rızası için evini, yerini, yurdunu açan başka güruh gördün mü sen hiç? Göremezsin, eşi yoktu o sahâbe neslinin. En güzel örnektiler bize yüce ahlaklarıyla. Onlar bize yaşanılabilir bir hayat bırakmışlardı oysa tutsaydık ucundan. Biz ensar olamadık ama sen yine muhacir olmaya bak çocuk. İyi bir muhacir olmaya. Çünkü ancak iyiliğimizle bütün hastalıkları iyileştirebiliriz.

Göç eden kuşlar var, vakti geldi mi onlara gökyüzü bile dar gelir başka diyara süzülürler. Bu insanlar kuşlara bile düşman olmuş çocuk. Gökyüzüne bakmayı unutmuşlar. Gerçi sen de bakamıyorsun doyasıya gökyüzüne. Senin üzerine sadece yağmur değil bomba da yağıyordu o semadan. Yine bir maviyi daha sana zehretmişler. O sesleri unutamıyorsun biliyorum. Peki hangisi daha ürkütücü, o bomba sesi mi yoksa insanların acımasızca sana söyledikleri mi?

Özledin mi babanı, kardeşlerini? Ben biraz görmesem özlüyorum, hemen sesleriyle teselli oluyorum ama sen nasıl taş basıyorsun bağrına? Allah seni gerçekten çok seviyor çocuk, Nebîsine komşu etmek için nasıl fırsatlar çıkartıyor karşına. Sabrına azık olarak buna mı tutunuyorsun?

Öğreneceğiz kardeş olmayı ve kardeş kalmayı. Biz kötülere benzemeyeceğiz. Manipüle olmadan kendi kimliğimizi inşa edeceğiz. Koca dünya bize dar gelmeyecek. İnsan gibi yaşamayı ve yaşatmayı esas alacağız.

Bunca hezeyanıma rağmen umutluyum ben çocuk çünkü iman ediyorum. Bu dünyayı yaratan umudu da yaratmış en büyük azık olarak. Geçecek belki ben görmeyeceğim, belki sen de görmeyeceksin ama bitecek bunlar. Aynı olduğumuzu anladığımızda huzurla yaşayacağız hem bu diyarda hem âhiret yurdunda.

5 1 Yorum
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
DOSYA
Şahitliğin Hakkını Veren Şehir: Gazze...
Recep Songül
Şehit ve Şahit İlişkisi
İbrahim Hanek
Şahitlik ve İhsân
Murat Kaya
Seyr u Sülûk Bir Şehâdet Arayışı mıdır?...
Hamit Demir
İlâhî Şahitlik
Yavuz Selim Göl
RÖPÖRTAJLAR
“Gazze” demek şahitler diyarı demektir....
Muhammed Emin Yıldırım
“Şahitlik; her zaman ve zeminde hakkı söyleme, hak...
Şinasi Gündüz
“Doğu Türkistan Çin’in bir parçası değildir."...
Hidayet Oğuzhan
“Eğer insanım diyorsanız, Doğu Türkistan bir insan...
Seyit Tümtürk
“Gazze’de yaşananlar, Batı’nın dünya kamuoyundan, ...
Derda Küçükalp
SİRET-İ İNSAN
Savaşın Çocukları
Bahriye Kaman
Toplumun Kurucu Hücresi Olan Ailede Örneklik Vasfı...
Bahriye Kaman
Lider, Önder, Rehber!
Bahriye Kaman
Göçebe Ruhu
Bahriye Kaman
Nitelikler ve Roller
Bahriye Kaman
SİNEMA
Doğu Türkistan, Filistin ve Diğerleri: Sinemada Ek...
Abdülhamit Güler
Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak. Ama!...
Abdülhamit Güler
Bu Film, Böyle Devam Edemez!
Abdülhamit Güler
Göstermenin Mesuliyetinde Sinemanın Örnekliği...
Abdülhamit Güler
Perdedeki Kimin Afeti, Felaketi, Kıyameti!...
Abdülhamit Güler
GEZİ-YORUM
Doğunun Tüm Yolları Erzurum'dan Geçer...
Mikail Çolak
Mağrur Bir Tarih Ribatı Gibi Dimdik Ayaktadır Kâşg...
Mikail Çolak
Prizren’de Osmanlı Evladı Olmak
Mikail Çolak
Vakur ve Mahzun Bir Efsanedir: Kudüs...
Mikail Çolak
Habib-i Neccâr’ın Gözyaşları
Mikail Çolak
SAHABİ BİYOGRAFİSİ
Leyla “A” dır
Rumeysa Döğer
Son Dokunuş Sahibi: Kusem b. Abbas
Rumeysa Döğer
F Tipi Dünya
Rumeysa Döğer
Afrâ bint Ubeyd Yüzlü Kadınların Zamanından…...
Rumeysa Döğer
Bütün Şehit Annelerine: Sümeyra Bint Ubeyd Teselli...
Rumeysa Döğer
NEBEVİ VARİSLER
Ubey b. Kâ'b: Allah’ın Seçtiği Muallim...
Damla Mıdış
Ümmü Seleme
Hayrunnisa Duran
Allame Muhammed Salih Damollam
İkra Nur Demir
Mücâhid b. Cebr
Damla Mıdış
Takvâ Sahiplerinin Öncüsü Hasan Basrî...
Beyza Durna
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x