Kitap beş bölümden oluşmaktadır. Marmara depremi üzerine psiko-sosyolajik araştırma yapılmaktadır. Bu çalışmanın amacı; doğal âfetlerin insana ve çevreye nasıl etki ettiği, insanda uğradığı felaketlerin sonuçları incelenmektedir.
Felaketler insanın normal hayat akışını bozmasıyla hayatını yeniden inşa etmekte zorlanması toplumsal ve ruhsal çöküntüye sebep olmaktadır. Bu felaketin sonuçlarının etki ettiği iki madde vardır. Birincisi; kişinin kendisi ve yakın çevresini etkiler. İkincisi; toplumu etkiler ve depremi yaşamayan kişilerde büyük güvensizlik, kaygı, belirsizlik vb. etkiler de görülmektedir.
Geçmişte de yaşanan depremlerde de yaşanan olumsuzlukları dini bir uyarı olarak gönderildiği ve dünyanın sonu geleceği düşünülmüştür. Geçmişte gerek İslâm gerek Hıristiyan dinine mensup kişiler birçok fetvalar ve düşüncelere yer vermektedir.
Yaşanan üzücü olayları anlamlandırmak ve sebep sonuç ilişkisi arayışında olup cevaplar edinmek insanın anlam arayışının tabii olduğunu görebiliriz. Frankl’ın The Will To Meaning kitabında anlattığı bir tecrübesini paylaşmaktadır: Gece yarısı Feankl’ın telefonu çalar. Arayan kişi intihar etmek istediğini söyler ve o kişi ile dakikalarca sohbet eder ve intihardan vazgeçer. Yazarı ziyaret edeceğine dair söz alır. İntihardan vazgeçiren sebebin kendisiyle konuşacak birilerinin var olduğunu öyleyse yaşamanın değer olacağını düşünerek intihardan vazgeçtiğini söylemiştir. Bu örnekten de gördüğümüz üzere insanlar baş edemedikleri acıları paylaşacak birilerini arar. Acılar insanın hayatı görmesini engeller. Hayatı göremediklerinde intihara sürüklenebilirler.
Hazırlayan: Esranur Gözübüyük