“Gündüzün ufku gökle birleşti ve etrafındaki her şey sonu olmayan beyaz bir aleve dönüştü. Döndü ve göğsünü nemli toprağa yasladı. Toprak nabız gibi atmaya başladı. Genzinde dolaşıyordu toprak kokusu ve tufan gibi damarlarına dökülüyordu.”
Güneşteki adamlar, Siyonistlerin saldırısı sonucu 1972 yılında ölen Hasan Kanafani’nin kısa bir öykü kitabıdır. Bir kaçakçı ile üç adamın yanlarına hayallerini alıp, ailelerine daha iyi bir gelecek ve en azından insanca yaşam koşulları sağlayabilmek için yola çıkmalarının öyküsünü anlatır. Öykü, he birinin farklı bölgelerde yaşayan ama hepsinin tek derdinin Filistin’den kaçmak olan bu gençlerin iç konuşmaları ile başlar. Kitap boyunca insan tüccarlığı ve onun getirdiği ölümler, kapalı bir kamyon arkasında yolculuk eden ve havasızlıktan ölen insanlar ile gençlerin iç hesaplaşmaları üzerinden nasıl bir hayat yaşadıklarını öğrenmiş oluyoruz. Filistin edebiyatının çok sarsıcı olan bu öykü kitabı, göç etmek zorunda olanların yazgısını gözler önüne seriyor.