Menü
Şeyma Üzüm
Şeyma Üzüm
Sağlam Bir Toprak Olmak
Mayıs 6, 2024
Yazarın Tüm Yazıları

7 Ekim’den bu yana nefes almanın bile ağır geldiği sürecin içinde olmak. Gündemi takip etmekte zorlanmak ve acziyet duygusunun en derinlerde hissedildiği zamanlara şahitlik etmek. Ne kadar kaçsa da insan bulunduğu yerin varlığını inkâr edemeyeceği gibi katliamın gerçekliği tüm çıplaklığıyla elimizin altında bulunmaktadır ne kadar kaçsa da zihnin köşesinde bir yerinde tahta kurtları gibi ya vicdanı ya da insanlığımızı kemirmeye devam etmektedir. Zombiyi andıran fiiliyatlar ne kadar acı olsa da artık geri dönüşü olmayacak bir geleceğe kapısını aralamıştır. Bu kapıda “iyi” ve “kötü” kavramlarının tezahürü tüm yalınlığıyla yol ayrımına girmiştir ya Nûh’un (as) gemisinde devam edeceksin ya da Mûsâ’nın (as) denizinde ortada tufana kapılandan olacaksın.
Gözümüzü açtığımız 7 Ekim gününde Aksa Tufanı hareketinin başlaması ile zafer kırıntıları ile mutlu olan bizler ilerleyen günlerde acı tabloları adeta acı sergisinde sergilenen tablolar gibi izlemek durumunda kaldık. Sanki zeytinin diyarı o topraklar ilk defa betonla kaplanmayla yüzleşiyormuş gibi tepki verdik. 1948’den bu yana bu tehditle yüzleşen toprakları, aynı rahmet çatısı altında olduğumuz o dirayetli insanları aslında nasılda unuttuğumuzu kendimize itiraf edemedik. Her yıl belli zulümlere maruz kalan o insanları sadece o zamanlarda hatırladığımızı kendimize itiraf edemedik. Her ne kadar aynadaki yansımamızdan korksak da şu arz da insan dediğimiz karmaşık yapıdan ve milyonlarca hücreden oluşan bu canlılığın tamamen kanserleşmediğini gördük. ABD’de ve nice ülkelerde neredeyse her gün akıllıca düzenlenen protestolara şahit olduk. “Zulüm bizdense ben bizden değilim.” diyen Rachel Corrie’nin ses dalgalarını yayan Aaron Bushnell gibi insanlığı hatırlatan gerçekleri de gördük. Girdiğimiz her yerde zulüm kalıntılarını taşıyan ürünlerden kaçmaya başladık. Bu sefer birleşmenin fikir ve yaşam tarzlarının bile ayıramadığı noktada olduğunu gördük. ‘Free Palestine’ ile ‘Özgür Filistin’ gibi farklı dillerin bir olduğuna şahit olduk. Aslında gücü kazanmanın birbirinin insan olduğunu hatırlamakta ve adalet kavramının ne demek olduğunda olduğunu gördük. Tembelliğin sonuçlarını yaşadığımızın farkına varılması gerektiğinin kanaatine vardık. En acı olanda paranın bu farkındalıkların da önüne geçtiğini gördük. Bizden bize seslenen seslerin “iyi” ve “kötü” seçimlerin ne olduğunu bilmemize rağmen bundan vazgeçemeyenlerin olduğunu gördük. Kedere kapılmaman işimizi halletmemiz gerektiğini ve olduğumuz yerde sağlam bir toprak olmanın ne demek olduğunu gördük. O sağlam topraktan nasıl başarılı ekinler çıkacağını da ümit etmekteyiz ancak hala tam sağlam toprak olmanın yollarını bulabilmiş de değiliz ve bu bilinmezliğin bedelini de ödemeye devam etmekteyiz.
Resûlullah’ın (sas); “Allah’ım! Başa gelen ve gelecek olan üzüntüden ve kederden, âcizlikten ve tembellikten, korkaklıktan ve cimrilikten, borç altında ezilmekten ve zâlimlerin başa geçmesinden sana sığınırım.” (M. Yaşar Kandemir, el-Edebü’l-Müfred Tercüme ve Şerhi, 644) duasının önemini tekrardan görmekteyiz. Bu dua da olan tüm eksikliklerin insanlığın başına ne getirebileceğini canlı şahitliğini yapan bizler bunun acısı içerisinde bunu iyileştirmenin yolunu aramalıyız. Arayan ilelebet bulur. Arayan ilelebet kendini görür. Hepimiz ilk önce kendimiz sağlam toprak olmalıyız. Farklı türlerde olmamızın nimetini çeşitlilik olarak görerek gayret etmeliyiz. İşgalin sadece fiziki değil başka yönlerle de olduğu görüp kendimizi bir çınar ağacı gibi dimdik tutabilmeyi öğrenmeliyiz. Aksa Tufanı’nın açtığı farkındalık devrinde gemide olanlardan olabilmeliyiz.

0 0 Yorumlar
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
DOSYA
Şahitliğin Hakkını Veren Şehir: Gazze...
Recep Songül
Şehit ve Şahit İlişkisi
İbrahim Hanek
Şahitlik ve İhsân
Murat Kaya
Seyr u Sülûk Bir Şehâdet Arayışı mıdır?...
Hamit Demir
İlâhî Şahitlik
Yavuz Selim Göl
RÖPÖRTAJLAR
“Gazze” demek şahitler diyarı demektir....
Muhammed Emin Yıldırım
“Şahitlik; her zaman ve zeminde hakkı söyleme, hak...
Şinasi Gündüz
“Doğu Türkistan Çin’in bir parçası değildir."...
Hidayet Oğuzhan
“Eğer insanım diyorsanız, Doğu Türkistan bir insan...
Seyit Tümtürk
“Gazze’de yaşananlar, Batı’nın dünya kamuoyundan, ...
Derda Küçükalp
SİRET-İ İNSAN
Savaşın Çocukları
Bahriye Kaman
Toplumun Kurucu Hücresi Olan Ailede Örneklik Vasfı...
Bahriye Kaman
Lider, Önder, Rehber!
Bahriye Kaman
Göçebe Ruhu
Bahriye Kaman
Nitelikler ve Roller
Bahriye Kaman
SİNEMA
Doğu Türkistan, Filistin ve Diğerleri: Sinemada Ek...
Abdülhamit Güler
Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak. Ama!...
Abdülhamit Güler
Bu Film, Böyle Devam Edemez!
Abdülhamit Güler
Göstermenin Mesuliyetinde Sinemanın Örnekliği...
Abdülhamit Güler
Perdedeki Kimin Afeti, Felaketi, Kıyameti!...
Abdülhamit Güler
GEZİ-YORUM
Doğunun Tüm Yolları Erzurum'dan Geçer...
Mikail Çolak
Mağrur Bir Tarih Ribatı Gibi Dimdik Ayaktadır Kâşg...
Mikail Çolak
Prizren’de Osmanlı Evladı Olmak
Mikail Çolak
Vakur ve Mahzun Bir Efsanedir: Kudüs...
Mikail Çolak
Habib-i Neccâr’ın Gözyaşları
Mikail Çolak
SAHABİ BİYOGRAFİSİ
Leyla “A” dır
Rumeysa Döğer
Son Dokunuş Sahibi: Kusem b. Abbas
Rumeysa Döğer
F Tipi Dünya
Rumeysa Döğer
Afrâ bint Ubeyd Yüzlü Kadınların Zamanından…...
Rumeysa Döğer
Bütün Şehit Annelerine: Sümeyra Bint Ubeyd Teselli...
Rumeysa Döğer
NEBEVİ VARİSLER
Ubey b. Kâ'b: Allah’ın Seçtiği Muallim...
Damla Mıdış
Ümmü Seleme
Hayrunnisa Duran
Allame Muhammed Salih Damollam
İkra Nur Demir
Mücâhid b. Cebr
Damla Mıdış
Takvâ Sahiplerinin Öncüsü Hasan Basrî...
Beyza Durna
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x