Ümmü Seleme; Hind bint Ebî Ümeyye Süheyl (Huzeyfe) b. Mugīre el-Kureşiyye el-Mahzûmiyye. Hz. Peygamber’in (sas) hanımlarındandır.
Seksen dört yaşında vefat ettiği varsayıldığında bi‘setten on üç yıl kadar önce yani milâdî 597’de doğduğu söylenebilir.
Kureyş kabilesinin Benî Mahzûm koluna mensuptur ve soyu Resûl-i Ekrem’in soyu ile yedinci dedeleri Mürre’de birleşir. Babası Ebû Ümeyye cömert olduğu ve birlikte seyahat ettiği yolcuların yiyeceklerini de karşıladığı için “Zâdü’r-rekb” unvanıyla anılırdı. Annesi Firâsoğulları’ndan Âtike bint Âmir el-Kinâniyye’dir. Asıl ismi olan Hind isminden çok Ümmü Seleme künyesiyle biliniyor. Güzelliği, zekâsı, cesur oluşu ve ilmiyle temayüz etmiştir.
İlminden dolayı Hz. Peygamber’in hanımları arasında Hz. Âişe ile en iyi Ümmü Seleme olmuştur. Onun ilme olan merakı sebebiyle Resûl-i Ekrem’e birçok soru sorması, kadınların özel halleri ile ilgili rivayetleri önemli kabul edilmektedir. Sahâbe neslinin kadın müçtehitleri arasında yer alan Ümmü Seleme, uzun bir hayat sürdüğü için daha sonraki yıllarda Müslümanların çeşitli sorularını cevaplandırmış ve isabetli görüşleriyle çağdaşlarına yol göstermiştir.
Ümmü Seleme’nin ilk eşi Ebû Seleme, Uhud Gazvesi’nde aldığı yaranın daha sonra nüksetmesi üzerine hastalandı ve bunun ardından vefat edince Ümmü Seleme günlerce ağladı ve Resûl-i Ekrem’e ne yapması gerektiğini sordu, o da kocasından daha hayırlı birini eş olarak kendisine nasip etmesi için Allah’a dua etmesini söyledi.
Resûlullah’tan (sas) evlenme teklifi geldiğinde Ümmü Seleme bu teklifi olumlu karşılamakla birlikte hem yaşlı hem de kıskanç bir kadın olduğunu, ayrıca çok sayıda çocuğu bulunduğunu ileri sürdü. Hz. Peygamber ona kendisinin daha yaşlı olduğunu, kıskançlığını gidermesi için Allah’a dua edeceğini, çocuklarına da sahip çıkacağını söyleyince Ümmü Seleme evlenme teklifini kabul etti1 ve 4. yılın Şevval ayında (Mart 626) ümmehâtü’l-mü’minîn arasına katıldı. Bazı gazvelere eşlerini de götüren Resûl-i Ekrem ile Hayber ve Tâif seferlerine iştirak etti.
Resûl-i Ekrem isabetli görüşleri sebebiyle Ümmü Seleme’nin fikrini alırdı. Meselâ Hudeybiye Antlaşması’nda Mekkeliler’e büyük tâvizler verildiğini düşünen Müslümanlar üzüntü içinde iken Resûlullah onlara kurbanlarını Hudeybiye’de kesmelerini ve tıraş olmalarını emrettiği ve bunu üç defa tekrarladığı halde hiç tepki vermediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber, Ümmü Seleme’nin yanına giderek üzüntüsünü dile getirdi. Ümmü Seleme ona dışarı çıkıp kurbanını kesmesini ve kendisini tıraş ettirmesini, ardından ashâbının da mutlaka bu davranışlarını izleyeceğini söyledi. Hz. Peygamber onun tavsiyesini uyguladı ve gerçekten Ümmü Seleme’nin dediği gibi oldu2 Resûlullah’ın eşleri arasında Hz. Âişe’den sonra en çok hadis rivayet eden kişi Ümmü Seleme olmuştur. Kendisi Resûl-i Ekrem’den başka ilk kocası Ebû Seleme’den, Ca‘fer b. Ebû Tâlib ve Hz. Fâtıma’dan 378 hadis rivayet etmiş, bu sebeple “ashâbü’l-miîn”3 arasına girmiştir.
Sahâbe içinde otuz kadar oldukları söylenen Kur’an hâfızları arasında Ümmü Seleme’nin adı da zikredilmektedir. Onu diğer hâfızlardan ayıran yönü ise birçok âyeti Resûl-i Ekrem’den ilk defa duymuş olmasıdır.
Peygamber hanımları içerisinde son vefat eden ve 84 yıl gibi bereketli bir ömür süren Ümmü Seleme, hicretin 58. senesinde Medine’de vefat etti. Baki Kabristanı’na defnedildi. Cenaze namazını Ebû Hüreyre kıldırdı.
Allah ondan ebeden razı olsun!