ÇAĞDAŞ DAVET HAREKETLERİ
Mehmet Ali Büyükkara[1]
Hayra davet edecek, iyiyi emredip kötülüğü nehyedecek bir topluluğun daima bulunması gerektiğini bildiren Âl-i İmrân Sûresi’ndeki ayet, son iki asırda Müslümanlar tarafından çok daha dikkatle değerlendirmeye alındı. Siyasî, askerî, iktisadî, ahlâkî, sosyal ve kültürel sahalarda İslâm ümmetinin içine düştüğü çeşitli türden badireler toplu bir tecdid ve ıslah hamlesini icap ettiriyordu. Bu hamlenin mühim parçası, ayette ifadesini bulan davet vazifesiydi. Vazifenin ayette bir topluluğa yüklenmiş olması, haliyle organize bir hareketliliği lüzumlu hale getiriyordu. “Bu hale nasıl düştük?” ve “Bu halden nasıl kurtuluruz?” suallerine alimlerin, münevverlerin ve hareket adamlarının verdikleri cevaplar tabii ki muhtelifti. Bu nedenle