Menü
Muhammed Ali Alioğlu
Muhammed Ali Alioğlu
Editörden 11. Sayı
Ocak 16, 2024
Yazarın Tüm Yazıları

Ademoğlunun “beşeriyet”ten “insaniyete/islâmiyete” doğru tekamülü imtihanında belki de en zor ve çetin soru(n)ların çıktığı alan mal ve mülk mevzusu olsa gerek. Nitekim Kur’ân’da Allah yolunda mücadele/cihad konusu ele alınırken “Mallarıyla ve canlarıyla…” (Hucurât, 49/15) ayetinde malın, cana takdimi/öncellenmesi dikkate değerdir. “Mal, canın yongasıdır.” vecizesi de bu ayetin Anadolu irfanındaki bir tefsiridir esasında. Bunun ile birlikte Batı’da insan tanımları arasında homo-sapiens/düşünen insan kadar homo-economicus/ekonomik insan da sıklıkla rastladığımız bir kavramdır. Üstelik insanlık tarihinin büyük savaşları ve dönüşümlerinin temelinde üç şey olduğu hep söylenmiştir: Akide, kabile ve ganime… Günümüzde ise bu sıralamada birinciliği şüphesiz ganimenin/malın aldığı neredeyse tartışmasız bir ön kabul gibidir. Pek çok siyasî, dinî, kültürel vs. hareketlerin günün sonunda ekonomiye, tabir caiz olursa “para putu”na uğramadan, ona danışmadan bir manevra yapamaz hale geldiğini ne yazık ki esefle müşahade etmekteyiz. Özellikle halihazırda İslâm coğrafyalarında yaşanan pek çok acı, göz yaşı ve zulüm karşısında, kardeş bilinen diğer Müslüman devletlerin/toplulukların sessizliğini başka neyle izah edebiliriz ki!?…
İnsaniyet-i kübra olan İslâmiyet nokta-i nazarından mal ve mülk meselesine, güncel dille ifade etmeye çalışırsak ekonomi ve iktisat sorununa baktığımızda ise, oldukça farklı bir manzara karşımıza çıkmaktadır: Müslümanların, Asr-ı saâdet devrinde Kur’ân ve Sünnet rehberliğinde insanlığın kurtuluşu ve medar-ı iftiharı bir medeniyet inşa etmeye muvaffak oldukları pratik bir başarı öyküsü ile karşılaşmaktayız. Tevhid ve adâleti merkeze alarak insanın tüm maddi ve manevi değerlerini yeniden kategorize eden bir yapı… Mal ve mülkün hakiki sahibinin kim, efendisinin kim olduğunu bilerek, “sahibi” değil “emanetçisi” olduğu anlayışıyla “tüketen” değil, “değerlendiren” olarak mala/maddeye yaklaşan bir bilinç ile değişen ve gelişen bir dünya… Şu zamanlarda çölde kalmış bir insanın suya olan hasreti gibi muhtaç olduğumuz kayıp değerlerimizdir bunlar.
Dergimizin bu sayısında işte bu kayıp değerlerimizin izini sürmeye çalıştık. İslâm’ın ticaret, daha geniş anlamıyla ekonomi ve iktisat sahasındaki değerlerini anlama çabası içerisinde bu sayımızı hazırlamaya gayret ettik. Alanın uzmanı kıymetli hocalarımızın farklı bakış açılarıyla kaleme aldıkları yazılarıyla meselenin çeşitli yönlerini ele almaya çalıştık. Özellikle bu sayımıza özgü üç röportaj ile karşınızdayız: 1980’lerde “Özel Finans Kurumları” olarak başlayıp günümüzde “Katılım Bankaları” şekline dönüşen/evrilen faizsiz bankacılığın ülkemizdeki hikayesini/serencamını Temel Hazıroğlu’ndan; işin pratik kısmını, üretim aşamasındaki maceralarını Hüseyin Akkuş’tan ve yine günümüz bankacılığı ile İslâmî finansın makro düzeyde arka planında yatan farklı felsefelerinin değerlendirmelerini de Hüseyin Tunç’tan dinledik. Soruşturma bölümünde ise “İslâmî Ekonomi”nin teorik ve pratik imkanlarını, günümüzdeki ekonomik krizlerin nedenlerini ve bunlara İslâmî çözümlerin neler olabileceği, soruları üzerinden ele almaya çalıştık.
Yine her sayımızda olduğu gibi dosya ve soruşturma konuları dışında siyer dünyasının farklı alanlarına açtıkları pencereler ile günümüzü aydınlatan değerli kalemlerin yazıları da sizleri beklemekte…
Son olarak geçtiğimiz günlerde Hakk’ın rahmetine kavuşan ülkemizin önemli değerlerinden üstad Mehmet Şevket Eygi’yi rahmetle ve minnetle anıyoruz. Rabbim merhametiyle muamele edip, cennetine nail eylesin inşallah.
Selam ve dua ile…

0 0 Yorumlar
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
DOSYA
Şahitliğin Hakkını Veren Şehir: Gazze...
Recep Songül
Şehit ve Şahit İlişkisi
İbrahim Hanek
Şahitlik ve İhsân
Murat Kaya
Seyr u Sülûk Bir Şehâdet Arayışı mıdır?...
Hamit Demir
İlâhî Şahitlik
Yavuz Selim Göl
RÖPÖRTAJLAR
“Gazze” demek şahitler diyarı demektir....
Muhammed Emin Yıldırım
“Şahitlik; her zaman ve zeminde hakkı söyleme, hak...
Şinasi Gündüz
“Doğu Türkistan Çin’in bir parçası değildir."...
Hidayet Oğuzhan
“Eğer insanım diyorsanız, Doğu Türkistan bir insan...
Seyit Tümtürk
“Gazze’de yaşananlar, Batı’nın dünya kamuoyundan, ...
Derda Küçükalp
SİRET-İ İNSAN
Savaşın Çocukları
Bahriye Kaman
Toplumun Kurucu Hücresi Olan Ailede Örneklik Vasfı...
Bahriye Kaman
Lider, Önder, Rehber!
Bahriye Kaman
Göçebe Ruhu
Bahriye Kaman
Nitelikler ve Roller
Bahriye Kaman
SİNEMA
Doğu Türkistan, Filistin ve Diğerleri: Sinemada Ek...
Abdülhamit Güler
Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak. Ama!...
Abdülhamit Güler
Bu Film, Böyle Devam Edemez!
Abdülhamit Güler
Göstermenin Mesuliyetinde Sinemanın Örnekliği...
Abdülhamit Güler
Perdedeki Kimin Afeti, Felaketi, Kıyameti!...
Abdülhamit Güler
GEZİ-YORUM
Doğunun Tüm Yolları Erzurum'dan Geçer...
Mikail Çolak
Mağrur Bir Tarih Ribatı Gibi Dimdik Ayaktadır Kâşg...
Mikail Çolak
Prizren’de Osmanlı Evladı Olmak
Mikail Çolak
Vakur ve Mahzun Bir Efsanedir: Kudüs...
Mikail Çolak
Habib-i Neccâr’ın Gözyaşları
Mikail Çolak
SAHABİ BİYOGRAFİSİ
Leyla “A” dır
Rumeysa Döğer
Son Dokunuş Sahibi: Kusem b. Abbas
Rumeysa Döğer
F Tipi Dünya
Rumeysa Döğer
Afrâ bint Ubeyd Yüzlü Kadınların Zamanından…...
Rumeysa Döğer
Bütün Şehit Annelerine: Sümeyra Bint Ubeyd Teselli...
Rumeysa Döğer
NEBEVİ VARİSLER
Ubey b. Kâ'b: Allah’ın Seçtiği Muallim...
Damla Mıdış
Ümmü Seleme
Hayrunnisa Duran
Allame Muhammed Salih Damollam
İkra Nur Demir
Mücâhid b. Cebr
Damla Mıdış
Takvâ Sahiplerinin Öncüsü Hasan Basrî...
Beyza Durna
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x