Kıymetli dostlar,
Verdiği her bir nimet için Allah’a (cc) sonsuz hamd olsun. Rabbimizin veridiği nimetlerin kıymetini bilmemiz için bıkmadan, usanmadan merhametle, güzel sözle bizi uyaran Resûlü’ne (sas) salât ve selam olsun.
Tüm dünyanın zorlu bir süreçten geçtiği, hiçbirimizin gözünü kapatıp kulağını tıkayarak inkar edemeyeceği bir gerçek elbette. Ancak tüm zorluklara rağmen “Sorumluluk!” bilinci gereği yayın hayatına devam eden dergimizin “sağlıklı” bir sayının elinize ulaşması için tüm imkânları kullandığından emin olmanızı isteriz. Zira tüm ekonomik şartları zorlayarak dergimizin elinize ulaşması adına yapılan bu mütevazı çalışmaya desteğinizi esirgemeyeceğinizden eminiz. 23. sayımıza da bu özverili çalışmaların bir neticesinde kavuştuk hamdolsun.
Bitmek bilmeyen yayılmacı, herşeye sahip olma arzusu başkasına hayat hakkı tanımama noktasında. Kapitalist gayretlerle tüm dünyayı saran krizler çok cephede abluka altına aldığı insanı “biyopolitika”larla haz temelli içi boş, “sağlıksız bir yaşam”a sürüklüyor. Her şeye rağmen “sağlık olsun” diyerek yutkunuyor ve “bir nefes sıhhat” için tüm sıkıntıları unutmak istiyoruz.
Peygamberimiz’in (sas) “hastalıktan önce sağlığa” dair uyarısı her daim ne kadar kıymet arz eden bir mefhum olduğunu anlamamız için yeterlidir. Ahiret yurdunun hakikati üzerine bina edilmiş varoluş sebebimiz bu geçici dünya hayatı için “sağlık”, bir imtihan vesilesine dönüşebilmektedir. Bunun en güzel örneğini Kur’ân bize Eyyûb’un (as) hayatı üzerinden çok çarpıcı bir şekilde vermektedir.
“Teolojik isyan” ile başlayan “son insan” modeline dair tüm argümanlar Nietzsche’nin “Tanrı öldü!” ifşasıyla mezkûr mücadelenin sonucunu ilan etmiş olsa da, boyut değiştiren insanı yüceltme arzusu sağlık fetişizmine sebep olmaktadır. Covid-19 salgını ile itibarını daha da artıran sağlığa yönelik eleştirilerin neticesinde “değer”in yerine “hizmet”in öne çıkarıldığına bizzat şahit olduk.
Hayatın her alanında “temiz/sağlıklı insan”ı hedefleyen İslâm medeniyetinin su ile başlayan vurgusu sağlığımıza hizmet eden en büyük değer olarak hayat kılavuzunun ön sözü niteliğindedir. Ve herşey gibi sağlıkta ahiret yurduna hazırlanan insana bahşedilen hazinenin şükür sebeplerindendir. Bu amaçla hazırladığımız “sağlık” sayısı kavramsal tahlilin yanı sıra, bireysel tercih ve hassasiyet ile sektörel baskı arasında farklı boyutları ile ele alarak ideal ruh ve beden sağlığımızı tanımamıza, anlamamıza ve korumamıza yardımcı olacak niteliktedir.
Röportajları ile hatıralarını, mesleki tecrübelerini okuma imkanı bulduğumuz Prof. Dr. Nihat Bengisu ve ülkemizin yaşadığı sağlık dönüşümünün mimarlarından Sağlık Eski Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ’ın yanı sıra, Abdulaziz Tantik, Uzm. Dr. Nazım Nasuhbeyoğlu, Ahmet Mercan, Uzm. Dr. Yasemin Özgür, Muhammed Emin Yıldırım, Doç. Dr. Mücahit Gültekin, Dr. Semra Külekçi Öztürk, Dr. Yasemin Şimşek, Doç. Dr. İslam Can, Rabia Çelik, Prof. Dr. Mustafa Tekin, Dr. Arif Gezer, Prof. Dr. İlhan Yıldız, Hilmi Bakır, Dr. Mahmut Tokaç, Doç. Dr. Ali Erken, Dr. Fatma Zehra Güneşer, Bahriye Kaman, Abdulhamit Güler, Muhammed Enes Ekin, Şeyma Üzüm’ün yazıları ile Mikail Çolak, Mehmet Ferhat Ünalan ve genç yazarlarımız Miraç Okutan, Rumeysa Döğer’in yazılarını keyifle okuyacağınızı umuyoruz.
Hiçbir gayreti karşılıksız bırakmayan Allah’ın (cc) takdirine razıyız.
Sağlık, sıhhat ve afiyet dileriz.