Kıymetli dostlar,
Fıtri olan, kulluğu içinde taşıyan bir özellik taşır. Fıtrat, insanın kulluğunu dayandıracağı temeli işaret ederken inşa edici bir imkânı da sunar. Şuur, fıtratı kulluğa taşırken, kulluğun oluşturduğu şuur üzerinden yaşamın bir ubudiyet vasfı taşımasını sağlar. Kulluk, kişiyi özgürleştiren bir olgudur. Allah’a kulluk eden biri yaratılmış herhangi bir varlığa kulluktun içtinap ederek özgürleşir. Fıtrat ve kulluğun sağlam bir zeminde açığa çıkması, özgürlüğün nerede olması gerektiğini de izhar eder. Özgürlük, yaratıcı kudrete karşı veya kendini yaratıcı kudretin yerine ikame etme aymazlığına kişiyi düşmekten korur. Bu da özgürleşmiş kişi, kulluğunun gereği olarak her yaratılmış varlığın bir kul olması gereği onlarla barışı ikame edecek bir bakışa yönelir. İnsanın kulluk etme biçimi ile varlığın kulluğu arasındaki şuur farkını gözeterek özgürlüğünü de şuur üzerine bina eder.
Kulluğun bir irade üzerine bina edilmesi gerektiği izaha muhtaç değildir. İrade ise kişinin kulluğunun niteliğini ve karakterini belirler. İrade sahibi bir varlık olarak özgürlüğü doğru konumlandırdığı zaman kişi, kulluğunu sağlam bir zemine taşımış olur. Bütün kültürlerde ve İslâm dinine dayalı kültürde de kulluk şuuru ön planda ve en önemli paya sahiptir. Varlığı, anlamı, yaşamı ve karakteri kulluğa dayandırırlar. Bu noktanın ehemmiyeti önemlidir. Tek istisna, modern düşünce ve kültürüdür.
Modern düşünce insanı mikro tanrı kılma arayışındadır. Özgürlüğü ise yaratıcı kudret ve onun tezahürlerine yönelik bir kılıf olarak kullanmaktadır. Aklın bağımsızlığının ilanı kadar bilgiyi kendi tekeline alma arzusu da bu bakışı açığa çıkarmaktadır. Yeni Pagan bir kültürün ve dinin inşa edildiği bir zeminde yeni bir kulluk biçimi ön plana çıkmaktadır. Dünya merkezli bir arzunun tecessüm ettiği bir zemine dayalı kulluğun özgürlük altında pespaye bir zemine sahip oluşunu maalesef görmekte zorlanmaktadır insanlar. Ayrıca, bu yeni kulluğun anlaşılmasını engelleme konusunda ciddi bir propaganda yöntemi kullanıldığını biliyoruz, görüyoruz ve okuyoruz. Yeni bir fıtrat inşa edilirken yeni bir kulluk ta sunuma açılmaktadır. Bu yeni kulluğa yönelenleri ise mükâfatlandırarak onu cazip kılmaktan imtina edilmemektedir.
Modern çağ, yeniden asli fıtratına dönmeli, yaratıldığı amacı taşıyan fıtrata… Bu fıtrat üzere bina edilecek bir kulluğa yönelmeli ki kurtuluş ilâhî inayet üzere insanlara sunulsun… İrade, ilahi inayete açık bir kulluğu beyan ederek şuurunu bu kulluk üzerinden inşaya talip olacak fıtratını kurabilsin…
Bu sayımızda “Kulluk” temamız için röportajımızı Siyer Vakfı Kurucusu Muhammed Emin Yıldırım hocamız ile gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra Abdülaziz Tantik, Ahmet Mercan, Abdullah Kara, Abdülhamit Güler, Ali Öztürk, Bayram Çınar, Bahriye Kaman, Dr. Esma Akış, Doç. Dr. Ahmet Dağ, Fatma Bayram, Kasım Küçükalp, Prof. Dr. Mustafa Alıcı, Mikail Çolak, Metin Karabaşoğlu, Mehmet Ferhat Ünalan, Ömer Faruk Akpınar, ve genç yazarlarımız Miraç Okutan, Rumeysa Döğer’in yazılarını keyifle okuyacağınızı umuyoruz.
Hiçbir gayreti karşılıksız bırakmayan Allah’ın (cc) takdirine razıyız.
Gayret bizden, takdir Allah’tan…