“Başlangıçta kendi içinde ve kendisinin sebep olduğu bir sorun olarak Filistin hakkında yazdım… Sonraları Filistin’i insanlığın bir simgesi olarak görmeye başladım… Filistinlilerin acılarını betimlerken, onları dünyanın dört bir yanındaki acıların bir sembolü olarak sunuyorum.” Gassan Kanafânî, Filistin’in Çocukları’ndaki hikayelerin çoğu, birçok Filistinlinin kendi evlerinden, yurtlarından, sokaklarından koparıldıkları 1948 yılını eksen olarak almaktadır. Hikayelerin hepsinde, bir çift göz olup etrafını inceleyen, sorgulayan, geleceğe bakan bir çocuk vardır.
Kanafânî’nin tarihsel durumu ve politik koşulları anlamadaki keskinliği, hikayelerindeki bu çocukların gündelik insani gerçeklikleri kavrayışlarındaki yalınlıkla birleşmiştir. Filistin edebiyatının sembol isimlerinden biri olan Gassan Kanafânî, Filistin’in Çocukları’nda savaş ve yoksulluğu iç içe şiirsel bir dille aktarırken işgal altında olmanın acısını, çaresizlik içindeki mücadeleyi incelikle hikâyeleştirmiştir. Öykülerin temel vurgularından biri kuşak çatışmasıdır. Filistin’in Çocukları’nda, sert bir şiddetin doğurduğu dram, etkileyici bir dil, sömürüye varmayan bir duygusallık, tonunda bir ulus övgüsü ile harmanlanır.