Menü
Ahmet Mercan
Ahmet Mercan
Her Şeyi Gördüm
Ekim 7, 2024
Yazarın Tüm Yazıları

Aklım erdiğinde, aklım her konuda bana yetmeyeceğini kulağıma fısıldadı. Hayretim büyüdü. Kelebeğin serencamından dağların heybetine, bağrından su fışkıran kayalardan çiçeklerin rengine, kokusuna koşular yaparken buldum kendimi. Hayretim bütün bu olan biten karşısında hayranlığa dönüştü. Hayret ki gökyüzüne baktıkça katman katman açılan sınırsızlığın lezzetine ulaştım ve açtım ellerimi:
“Allah’ım! Ben ölmeden hayretimi öldürme.” diye duaya durdum. Güneş’e bakıp gözleri kamaşmış elinde peynir ekmek olan çocuk gibi yaşadım. Bildikçe acıktım, acıktıkça hissettim. Aklımın can yoldaşı kalbimi bilince, görmenin gözden çıktığı, şahitliğin idrak boyutunu anlama yolculuğuna girdim.
Sonra insanı gördüm; bir başka insandan parça koparıp yaşamaya çalışan insanı! Kim bilecekti savaşı kesecek sözü, kim görünen, görünmeyen yüzüyle adâleti hayatın kılcal damarlarına taşıyacaktı. İnsan zayıf, aceleci, cahil, menfaatine düşkün, kan dökme eğilimi var! Bir rehber gerek ve rehberi, tüm varlığı ihya edecek bilgi ve hikmet olmalıydı.
Ve buldum!
Göklerden gelen, yerde yeşeren haberi buldum, aslında kendimi buldum.
Öleni gördüm. Ölenle “ölmeyen” insanı şaşkınlıkla izledi. Ve kalabalıkların hayreti sıradanlaştırdığına şahit oldum. İnsan insandan “et” koparıp beslenmeyi sürdürüyor hâlâ. Üstelik artık hızlı, kapsamlı, etkili öldürme araçlarına sahip.
Öldürmenin yaşatmaya galebe çaldığı bir dünyada insanın yok oluşuna şahit oldum. İnsan yaşarken de öldürülürmüş. Dünya tek renk; gri, hayat çığlıklar üzerine raks edilen mekân artık.
Bilginin namlusu var. Bu çağda bombalar çocukları arar.
İnsanın kartal gibi uçtuğunu, denizin dibine balık gibi indiğini ancak; “insan” gibi yaşayamadığını gördüm. Şahidim buna.
Bilginin barut koktuğu, uçakların öfke ve ölüm taşıdığı çağda ölümden daha ağır suskunluğu gördüm. Yurtlarından, evlerinden çıkarılırken hastanesi, okulu, hatıralarıyla alevlere sarılan yiğit çocukları gördüm. Sekiz milyar susuyor, iki milyar elli yedi ülke daha çok susuyordu. Gördüm ve azalarımın yerini kaybettim. Söz gitti, fikir bitti. Yıkıntılar üzerinden cennetten şarkılar getirmiş, neşidelerini Rabbin şehadetine sunan çocukları gördüm. Kendimi aradım, yoktum.
Bir ölünün şahitliğiyle, siyahı erimiş gözlerle bakıyorum hayata. Hayat ki; tuzruhu dökülmüş mekânda öfkenin simsiyah rengini giyinmiş zaman.
Yönler erimiş, kimyası insan eti kokusu olmuş dünya. Sayısız maske, içi boş, kini ambalajlayan sahte söylemler üzerinden hiçbir şey olmamış, olmuyor gibi eğlenen kalabalıklar. Kalabalıklar ki, ruhunu kan içme yarışında rehin bırakmış.
Yaratıklar ormanında sadece Hanzala’nın ülkesi, onun arkadaşları sağ. Umut onlara emanet. Düş gören anahtarlar ceplerinde. Filistinli muhacirler, uçurumda tutunduğumuz yeşil zeytin dalı.
Ebabillerin rolünü üstlenen çocukların dansı uyandıracak uyuyanları.
Ve tek tek çağın her bir insanı şahitliği çaresizliğe endekslemenin hesabını verecek. Üç ayrı coğrafyada üç çocuk ruh alfabesiyle çağın hesabının hülasasını ahiret sayfasına kayıtladı. Duymadım yok! Bilmiyorum geçmez! Anlamadım, geçersiz. Çünkü, insanın kendine şahit olduğunu bir “bilen” var.
1- Anne, çocukları küçük kurşunlarla mı vururlar? / Bosnalı Çocuk
2- Anne biz yemek yemeden oruç tutuyoruz, orucumuz kabul olur mu? / Afrikalı Çocuk
3- Hayattan yoruldum ölsem de biraz dinlensem / Filistinli Çocuk
4- Anne, seni bir daha görebilecek miyim? / Doğu Türkistanlı Çocuk
Bu dört çocuk ateşleyecek hesaplaşmanın başlangıç safhasını.
Herkes cevabını hazırlasın; varsa…

0 0 Yorumlar
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
DOSYA
Şahitliğin Hakkını Veren Şehir: Gazze...
Recep Songül
Şehit ve Şahit İlişkisi
İbrahim Hanek
Şahitlik ve İhsân
Murat Kaya
Seyr u Sülûk Bir Şehâdet Arayışı mıdır?...
Hamit Demir
İlâhî Şahitlik
Yavuz Selim Göl
RÖPÖRTAJLAR
“Gazze” demek şahitler diyarı demektir....
Muhammed Emin Yıldırım
“Şahitlik; her zaman ve zeminde hakkı söyleme, hak...
Şinasi Gündüz
“Doğu Türkistan Çin’in bir parçası değildir."...
Hidayet Oğuzhan
“Eğer insanım diyorsanız, Doğu Türkistan bir insan...
Seyit Tümtürk
“Gazze’de yaşananlar, Batı’nın dünya kamuoyundan, ...
Derda Küçükalp
SİRET-İ İNSAN
Savaşın Çocukları
Bahriye Kaman
Toplumun Kurucu Hücresi Olan Ailede Örneklik Vasfı...
Bahriye Kaman
Lider, Önder, Rehber!
Bahriye Kaman
Göçebe Ruhu
Bahriye Kaman
Nitelikler ve Roller
Bahriye Kaman
SİNEMA
Doğu Türkistan, Filistin ve Diğerleri: Sinemada Ek...
Abdülhamit Güler
Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak. Ama!...
Abdülhamit Güler
Bu Film, Böyle Devam Edemez!
Abdülhamit Güler
Göstermenin Mesuliyetinde Sinemanın Örnekliği...
Abdülhamit Güler
Perdedeki Kimin Afeti, Felaketi, Kıyameti!...
Abdülhamit Güler
GEZİ-YORUM
Doğunun Tüm Yolları Erzurum'dan Geçer...
Mikail Çolak
Mağrur Bir Tarih Ribatı Gibi Dimdik Ayaktadır Kâşg...
Mikail Çolak
Prizren’de Osmanlı Evladı Olmak
Mikail Çolak
Vakur ve Mahzun Bir Efsanedir: Kudüs...
Mikail Çolak
Habib-i Neccâr’ın Gözyaşları
Mikail Çolak
SAHABİ BİYOGRAFİSİ
Leyla “A” dır
Rumeysa Döğer
Son Dokunuş Sahibi: Kusem b. Abbas
Rumeysa Döğer
F Tipi Dünya
Rumeysa Döğer
Afrâ bint Ubeyd Yüzlü Kadınların Zamanından…...
Rumeysa Döğer
Bütün Şehit Annelerine: Sümeyra Bint Ubeyd Teselli...
Rumeysa Döğer
NEBEVİ VARİSLER
Ubey b. Kâ'b: Allah’ın Seçtiği Muallim...
Damla Mıdış
Ümmü Seleme
Hayrunnisa Duran
Allame Muhammed Salih Damollam
İkra Nur Demir
Mücâhid b. Cebr
Damla Mıdış
Takvâ Sahiplerinin Öncüsü Hasan Basrî...
Beyza Durna
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x