Hz.Muhammed’in (sas) Medine’ye hicretten sonra uyguladığı kıyamete kadar örnekliği sürecek kardeşlik uygulaması, sadece Müslümanlar için değil, bütün insanlık için model özelliği taşıyan çok önemli bir toplumsal dayanışma ve bütünleşme projesidir. Savaşlar, doğal âfetler, ölümler, toplumsal ahlâkın zayıflaması, dinî inancın ve dinin emirlerine göre yaşamanın gerilemesi gibi sebeplerle; yetimler, mülteciler, göçmenler, sokaklara atılan çocuklar, gençler, ihtiyarlar, kadınlar, işsiz veya gelirsiz kalan insanlar gibi toplum içinde maddî-manevî destek ihtiyacı duyan insanların sayısı giderek artıyor, yaşadıkları toplumun bütünlük, huzur ve mutluluğunu tehdit ediyor. Bütün bu toplumca desteklenmesi zorunlu insanlara devletlerin bütün yönleriyle erişebilmesi çok zor. Bunun için birey veya toplum olarak insanlara çok büyük görevler düşüyor.
Hz.Peygamber’in (sas) uyguladığı kardeşlik pojesi, günümüzde yeniden canlandırılarak çok önemli bir rehberlik yapabilir. Bu projenin günümüze yansıyan uygulaması, resmî (formel) veya informel şekillerde olabilir. Bireysel ve informel uygulamalar elbette çok önemli, ama kesinlikle yetersiz kalır. Uygulama sadece para desteği şeklinde olmamalıdır. Özellikle iş-ücretilişkisiveya daha fedâkârca bir tutumla iş-gelir paylaşımı şeklinde, ilgili sivil toplum destek ve yardımlaşma kuruluşlarının iş dünyasıyla ortaklaşa projeler geliştirerek yapılabilir. Bunun için sivil toplum kuruluşlarının iş dünyasının temsilci kuruluşlarıyla bağlantısı sıkı olmalıdır. Karşılıklı güvenle geliştirilecek ortaklaşa projeler çok verimli sonuçlara yol açabilir.
Kardeşlik projesinin bir ayağı, destek ihtiyacında olanların konumuna göre “kardeş aile”, “koruyucu aile” gibiaileye katılma şeklinde; korunma ve sığınma evleri gibi barındırma şeklinde gerçekleşebilir. İnsanları sadece korumak ve barındırmak birinci derecede ve çok önemli olmakla birlikte yaşa göre eğitim, iş bulma, dinlenme ve sağlık ortamları da sağlanmalıdır. Evlenme yaşına gelmiş olanlara, mutlaka evlenme desteği sağlanmalı, mutlu bir yuva kurmaları için düğün, ev, iş ve geçim desteği olmalıdır. Manevî desteğe çok büyük ihtiyacı olan bu insanların, incitilmeden ve çok ince davranışlarla manevî ihtiyaçları da giderilmelidir. Her şeyi maddî çerçevede düşünmek eksik ve yanlış olur. Günümüzde manevî rehberlik çalışmaları giderek gelişiyor ve bilimsel disiplin hâline geliyor. Bu konuda özellikle ilâhiyatçı uzmanlar ile yapılacakişbirliğiyle çok ilginç yararlı projeler geliştirilebilir.
Hz.Peygamber’in kardeşlik projesinde Enfâl, 8/72-75 âyetleri gereğince hayata geçirilmiş olan “mirasçılık” şeklindeki uygulama, Hanefi Mezhebi’nin benimsediği “muvâlât” görüşü ve uygulamasına bağlı olarak günümüz Türk miras hukukunda “mirasçı atama” kurumu çerçevesinde toplum hayatınayansıyabilir. Hukukçuların rehberliğine ihtiyaç duyulan biraz teknik bir mesele olmakla birlikte, bu mirasçı atama uygulamasının bu amaçla ve bu çerçevede İslam miras hukuku kuralları gözönünde bulundurularak canlandırılmasının uygun olacağını düşünüyorum. Bu tam bir formel uygulama modelidir. Diğer uygulama şekilleri bireysel veya her birine uygun düşebilecek biçimde dernek ya da vakıf sivil toplum kuruluşlarıyla bazı durumlarda devletin ilgili kurumlarıyla da işbirliği çerçevesinde hayata geçirilebilir.
Hz.Muhammed’in (sas) kardeşlik projesinin sadece edebiyatını yapmakla yetinmemeli, günümüzde uygulanabilecek bir kısmını yukarıda örneklemeye çalıştığım modellerle canlandırmalı, sadece Müslüman toplumlara değil, bütün insanlığa örnek olmalıyız. Merhametlilik, özgecilik, insanlara yararlılık, zayıflara, mağdurlara ve mazlumlara yönelik korumacılık artık somut uygulama modelleriyle ortaya konulmalıdır. Bütün insanlık, Müslümanları bütünleşme, dayanışma ve yardımlaşmada model görmelidir.