Hz. Peygamber’in (sas) Peşinde, Hayber Yollarında…
Hayber’e ve pınarlarının çok olduğu mekâna doğru yola çıktık
Pazıları güçlü, gözleri korkusuz, birçok genç ile beraber yol aldık
Öyle gençler ki onlar, gayelerine ulaşmada cesur, davalarına sevdalı
Nerede olursa olsun her mücadelede düşmanlarına karşı vakarlı
Mevsimler kış olsa da onların kazanlarının altında hep kül vardır
Yemen ve Hint yapımı keskin kılıçlarıyla, kalpleri titretirler
Şehitliğe ulaşmayı, elde edilecek en büyük mükâfat olarak görürler
Şehadeti ve Ahmed’in dinine sadakati en mühim dava olarak bilirler
Muhammed’in onur ve şerefini, kendi şereflerinden daha fazla savunurlar
Dilleriyle, elleriyle, bütün bir bedenleriyle gelecek her türlü belaları savururlar
Peygamber’i şüphe ve endişeye sevkeden her türlü işte O’na yardım ederler
Muhammed’in canını himaye uğruna gözlerini kırpmadan serden vazgeçerler
Samimi bir inanç ile kendilerine gelen her türlü gayb haberlerini tasdik ederler
Bu iman ile beraber dünyada izzeti, ahirette ise sadece ve sadece kurtuluşu arzularlar
Nübüvvet Mektebi’nin özel talebelerinden biri de Kâ’b b. Mâlik’ti (v. 50/670). O, Hazrec kabilesinin Benî Selime koluna mensuptur. Tebûk Gazvesi’ne katılmayıp, ardından sadakatle tevbesini yaptığı için Tevbe Sûresi’nin 118 ve 119. ayetleri onun ve diğer iki arkadaşının hakkında nazil olmuştur. O ayetlerde, yaptıkları tevbenin Allah katında kabul edildiğinin ve sadıklardan olduklarının müjdesi verilmiştir.
Kâ’b b. Mâlik’in en önemli özelliklerinden birisi iyi bir şair olması idi. Kaynaklarımızda epey beyitleri vardır. Kâ‘b b. Mâlik’in şiirleri üzerinde yüksek lisans çalışması yapan Sâmî Mekkî el-Ânî, çeşitli kaynakları tarayarak şiirlerinden 584 beyti, divan tertibine koymuş ve yayımlamıştır.
O şiirlerinden bir tanesi, Hayber muhasarası sırasında söylediğidir. Başta İbn Hişam’ın es-Sîre’si (III/349) olmak üzere birkaç kaynakta geçen o şiiri, Muhammed Emin Yıldırım hocamız, bizler için Türkçe’ye uyarladı.