Menü
Mikail Çolak
Mikail Çolak
Kutsal Kişiler-Sorgulanmaz Atalar Arasında Örneklik Arayışı
Aralık 22, 2023
Yazarın Tüm Yazıları

İlk insandan beri insanoğlu kendi soyundan kimselere karşı fıtratının gereği olarak her zaman saygı ve sevgi duyar, hürmet eder. Zaman zaman bu saygının aşırıya kaçması sevdiklerini atalarını ölümlerinden sonra da çeşitli şekillerde yaşatma fikrini ve çabasını doğurmuştur.

Soyundaki büyüklerin adını yaşatmak için yaptırdığı hayır kurumlarına onların adını verme masumiyeti ile çocuklarını illaki kendi soyundan biriyle evlendirme geleneği arasında aşırılık sanırım en keskin örnek olarak karşımızda durmaktadır.

Ruhların ölmediği onların insan öldükten sonrada yaşadığına inanılması zaman zaman korkulara hatta tapınmalara yol açmış “Onlar ölse de ruhu aramızda yaşıyor hâlâ ölmedi” şeklindeki kültürel saplantılara sebebiyet vermiştir. Ruhun kırk gün çıkmadığı ölene geri döneceği, dönüp zarar vereceği inancı ve kırkıncı gün ruhla ilgili korkular sona erip artık ruhun geri dönmeyeceği anlaşılınca yapılan kırkı çıktı mevlit vs törenlerindeki mitolojik altyapıda ruhun ölmediği inancının tesirlerini görebiliriz. Bu inanç önemli kişilerin hayatlarından kendi hayatımıza aktarmak istediğimiz güzel örnekler konusunda seçici olmamızı egelleyen total bir anlayışla yanlışıyla doğrusuyla bir kabullenme ihtiyacı ortaya çıkarıyor.

Atalar kültü bize Orta Asya’dan miras. Ama sadece Orta Asya’da görülen bir olgu değildir Atalar kültü. Afrika, Güney ve Doğu Asya, Okyanus adalarında da yaygın olan Ata kültünde kabileler ölen atanın mânevî varlığının yeryüzünde kaldığına ve geridekileri olumlu veya olumsuz yönlerde etkileyebileceğine, ekinlerin ve hayvanların verimli olmasını, insan neslinin çoğalmasını sağlayabileceğine inanırlar; bu yüzden onlara yemek, meyve ve çeşitli hediyeler sunar, kurbanlar keser, adlarına ve anılarına büyük taşlar dikerler; heykeller ve maskelerle onları temsilî olarak canlandırmaya çalışırlar. Orta Asya’daki Kurgan geleneğinin kökeninde de bu vardır ki türbe geleneği şeklinde devam etmekte adak adama çaput bağlama mum yakma vs gibi yansımaları mevcuttur.

Atalar kültü sadece Türk kültüründe yoktur. Arap kültüründeki atalara saygı putlara yansımıştır. Atalardan kalan ne varsa sorgulanamaz. “Onlara, ‘Allah’ın indirdiğine uyun!’ denildiğinde, “Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!” derler. Peki ama ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar.” (Bakara 2/170) âyeti bize bu gerçeği bildirir.

Yunan mitolojisinde de insanlara kutsiyet atfetme ve tanrılaştırma geleneği binlerce yıl devam etmiştir. Pagan Roma inanç sitemi Hz. İsâ’yı bir türlü insan kabul edememiş, ona kutsiyet atfederek tanrılaştırmış bir insan peygamberden bir tanrı ortaya çıkarmıştır. Yunan tarihindeki yarı tanrı kültü sorgulanamazlığı bir tarafa onlar için insan kurban edilen bir çıkmaza girmiştir.

Bizim kültürümüzdeki atalar kültü Yunan ve Müşrik atalar kültü kadar sert olmasa da bazı inanç duraklarında varlığını devam ettirmiştir. Önemli şahsiyetlerin türbelerin ziyaret edip onların fikir ve düşüncelerini paylaşmakta, onların hayatlarındaki önemli başarılara, davranışlara örnek alınacak güzel hasletlere dikkat çekip yeniden hatırlamakta mahsur yok elbette. Sorun bu kişilerin kutsanması ve onlardan kısmet, çocuk talebi, iş talebi vb. beklentiler için mekânlarının ziyaret edilmesidir.

Ata kültünün en büyük yansıması Türk aile yapısındadır. Baba, dede, nine vs. simalar otoritedir. Otoriter baba, otoriter dede veya diğer figürler aileyi ayakta tutan bir direk görevi görüyordu. Ne zaman eskiden… Eskiden babanın bakışı yeterdi. Dağ gibi oturur herkes el pençe divan dururdu.  Onlar ne olursa olsun ne yaparlarsa yapsınlar asla saygıda kusur edilmez, hataları hızlıca örtülür otorite ayakta tutulurdu.

Esma bint Ebî Bekir (r.anhâ) anlatıyor: “Henüz müşrik olan annem yanıma geldi, nasıl davranmam gerekeceği hususunda Hz. Peygamber’den (sas): ‘Annem yanıma geldi, benimle (görüşüp konuşmak) arzu ediyor, anneme iyi davranayım mı?’ diye sordum. Hz. Peygamber (sas) de ‘Evet, ona gereken hürmeti göster.’ dedi.” (Buhârî, “Edeb” 8). Hürmet her daim gösterilir tüm toplumlarda ta ki bir sınır var ki o sınır aşılana kadar. Bu sınırı Rabbimiz Lokman sûresinde şöyle bildiriyor “Eğer anne baban, hakkında bilgin olmayan bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa bu durumda onlara uyma ama yine de onlara dünyada iyi davran; yüzünü ve özünü bana çevirenlerin yolunu izle. Sonunda dönüşünüz yalnız banadır. O zaman yapıp ettiklerinizin sonucunu size bildireceğim.” (Lokman 31/15).

Ana baba hakkı elbette çok önemlidir ama Allah’ın hakkı bütün hakların önünde olduğu için ana baba çocuklarını bu hakkı ihlâl etmeye yani onu tevhid inancından sapmaya veya Allah’ın açıkça yasakladığı başka işler yapmaya zorlarlarsa kesinlikle onların bu baskısına boyun eğilmeyecek; bununla birlikte meşrû ve mâkul olan istekleri yerine getirilecektir.

Ata kültü örnekse onun atalığını sorgulama hakkını veriyor İslâm. Kuru kuruya bağlılık körü körüne ataya, lidere, öndere, efendiye bağlanma İslâm’ın ruhuna ilgili âyette açıkça belirtildiği üzere aykırıdır. Örneklik özelliği olan sözleri hayatı davranışları insanlar tarafından takip edilen benimsenen kişilerin sorgulanamazlık zırhı İslâm’a göre yoktur.

İslâm etkili bir örneklik özelliği varsa, hayırlı işler de öncülük yapıp iyiye doğruya güzele yönlendiriyorsa büyükleri, efendileri, kanaat önderlerini, şairleri yazarları, aydınları, liderleri benimsemeyi telkin eder. Sorgusuz sualsiz sırf ata diye kuru kuruya kesin teslimiyet İslâm’ın ruhuna aykırıdır. Bir insanın örnekliğinin olması için illaki otorite olmasına da gerek yoktur. İyi bir aile babası, iyi bir yönetici, iyi bir memur, sıradan bir vatandaş, insanlar üzerinde etkilidir. Esnaf, köylü, kentli kim olursa olsun nerde yaşarsa yaşasın yaşantısı güzel hareketleri doğru dürüst insanlara örneklik teşkil edecek ise o insanın örneklik özelliği vardır demektir.

İnsanları yanlışsız görme her dediğini doğru kabul etme, onun bakışının yetmesi, himmeti için gayret gösterme vb kutsiyet davranışları atalar kültünün yansımasıdır. Müşriklere “Neden yeni bir inanç geldi, kabul etmiyorsunuz?” diye söylendiğinde en büyük savunmaları “Biz atalarımızdan böyle gördük, doğru budur.” demeleridir. Bu tartışmasız atalar kültünün en keskin ve bariz örneğidir. Burada körü körüne mukallitlik vardır ki bu İslâm’ın ruhuna yukarıdaki âyette bildirildiği şekliyle aykırıdır.

İnsan eşref-i mahlûkattır. Yaratılanların en güzeli ve şereflisidir. İnsanda örneklik alınacak birçok güzel davranış, güzel söz, güzel yaşantılarından parçalar namzet alınır ama insan oldukları, yanılgı payları unutulmadan…

 

 

 

 

 

 

 

 

Mekkeli müşriklerde ise farklı bir durum vardır onlar insanları tanrılaştırmamışlar ama Tanrıya ulaşmak için insan dışındaki varlıkları aracı kurmuşlardır putlar vesaire bu olayın farklı bir boyutudur insanın tarih boyunca bir üst insanı ir üst kimlikteki kişiyi kendine daha iyi bir kişiyi ilah edinme büyük görmek kültürü devam etmektedir Türk toplumunda şamanların kutsanması onların Kurgan adı verilen mezarlarının özel olarak yapılması türbe geleneğini ortaya çıkmasındaki temel esprili olur insanlar olağanüstü gördükleri insanlara örnek bir güzel Afiyet yapmışlardır İslâm buna çok takılmamaktadır

0 0 Yorumlar
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
DOSYA
Şahitliğin Hakkını Veren Şehir: Gazze...
Recep Songül
Şehit ve Şahit İlişkisi
İbrahim Hanek
Şahitlik ve İhsân
Murat Kaya
Seyr u Sülûk Bir Şehâdet Arayışı mıdır?...
Hamit Demir
İlâhî Şahitlik
Yavuz Selim Göl
RÖPÖRTAJLAR
“Gazze” demek şahitler diyarı demektir....
Muhammed Emin Yıldırım
“Şahitlik; her zaman ve zeminde hakkı söyleme, hak...
Şinasi Gündüz
“Doğu Türkistan Çin’in bir parçası değildir."...
Hidayet Oğuzhan
“Eğer insanım diyorsanız, Doğu Türkistan bir insan...
Seyit Tümtürk
“Gazze’de yaşananlar, Batı’nın dünya kamuoyundan, ...
Derda Küçükalp
SİRET-İ İNSAN
Savaşın Çocukları
Bahriye Kaman
Toplumun Kurucu Hücresi Olan Ailede Örneklik Vasfı...
Bahriye Kaman
Lider, Önder, Rehber!
Bahriye Kaman
Göçebe Ruhu
Bahriye Kaman
Nitelikler ve Roller
Bahriye Kaman
SİNEMA
Doğu Türkistan, Filistin ve Diğerleri: Sinemada Ek...
Abdülhamit Güler
Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak. Ama!...
Abdülhamit Güler
Bu Film, Böyle Devam Edemez!
Abdülhamit Güler
Göstermenin Mesuliyetinde Sinemanın Örnekliği...
Abdülhamit Güler
Perdedeki Kimin Afeti, Felaketi, Kıyameti!...
Abdülhamit Güler
GEZİ-YORUM
Doğunun Tüm Yolları Erzurum'dan Geçer...
Mikail Çolak
Mağrur Bir Tarih Ribatı Gibi Dimdik Ayaktadır Kâşg...
Mikail Çolak
Prizren’de Osmanlı Evladı Olmak
Mikail Çolak
Vakur ve Mahzun Bir Efsanedir: Kudüs...
Mikail Çolak
Habib-i Neccâr’ın Gözyaşları
Mikail Çolak
SAHABİ BİYOGRAFİSİ
Leyla “A” dır
Rumeysa Döğer
Son Dokunuş Sahibi: Kusem b. Abbas
Rumeysa Döğer
F Tipi Dünya
Rumeysa Döğer
Afrâ bint Ubeyd Yüzlü Kadınların Zamanından…...
Rumeysa Döğer
Bütün Şehit Annelerine: Sümeyra Bint Ubeyd Teselli...
Rumeysa Döğer
NEBEVİ VARİSLER
Ubey b. Kâ'b: Allah’ın Seçtiği Muallim...
Damla Mıdış
Ümmü Seleme
Hayrunnisa Duran
Allame Muhammed Salih Damollam
İkra Nur Demir
Mücâhid b. Cebr
Damla Mıdış
Takvâ Sahiplerinin Öncüsü Hasan Basrî...
Beyza Durna
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x