Ebü’l-Haccâc Mücâhid b. Cebr el-Mekkî el-Mahzumî, tâbiîn neslinin önde gelen müfessirlerindendir. Tâbiîn döneminde, sosyokültürel, dinî ve düşünsel yapıların meydana getirdiği değişikliklerin günümüze benzer olmasından dolayı tâbiîn dönemini bilmek önemlidir.
Mücâhid b. Cebr, hayatının büyük bir bölümünü Kur’ân’ın anlaşılması için yaptığı çalışmalara ayıran, İbn Abbas’ın ölümünden sonra Mekke tefsir ekolünün önemli bir öncüsü olarak onun yerine tefsir derslerini üstlenen Mücâhid b. Cebr, 642 yılında Hz. Ömer’in hilafeti döneminde Mekke’de dünyaya gelmiştir. Emevî halifesi 2. Yezid döneminde 82 yaşında secde hâlindeyken vefat etmiştir. Bu yüzdendir ki onun hayatı insanların dikkatini çekmiştir. Kur’ân’a dair ilk bilgilerini Kays’tan aldı. Kays ise onun sahibiydi. Sahabelerin ileri gelenleriyle bundan dolayı görüşme imkânı bulmuştur. 5000 tane rivayeti vardır.
Başta tefsir olmak üzere hadis ve fıkıh gibi alanlarda Abdullah b. Mes’ûd, Ali b. Tâlib, Sa’d b. Ebû Vakkâs, Ebû Hüreyre, Hz. Âişe, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Zübeyr’den faydalandı.
Abdullah b. Abbas’ın önünde Kur’ân’ı otuz defa hatmetti ve onunla Kur’ân’ı baştan sona kadar üç kere tefsir etti.
Kırâat-i seb’a imamlarından Ebû Ma’bed İbn Kesîr ile Ebû Amr b. A’lâ ondan kıraat alanında istifade ettiler.
Kur’ân’da bahsi geçen mekanları ve olayları araştırmıştır. Onların gerçekleştiği yerleri ziyaret etmiştir: Hârût ve Mârût olayını incelemek için Bâbil’e, Berhût kuyusunu görmek için Hadramut’a kadar gitti.
Tefsirde öncü olduğunu belirten değerli âlimlerimiz var, bunlar: Süfyân es-Sevrî, “Mücâhid’in geniş tefsir birikimine sahip, güvenilir bir müfessir olduğunu söyler”; Katâde b. Diâme, onu yaşadığı devirdeki insanlar arasında tefsiri en iyi bilen kişi diye zikreder. İmam Şâfiî ve Buhârî de onun tefsirine güvenmiş, kendisinden gelen görüş ve rivayetlere kitaplarında yer vermiştir. İbn Sa’d ve İbn Hibbân; Nevevî, Zehebî ve İbn Hacer el-Askalânî gibi şahsiyetler yorumlarını bildirmiştir.
Abdullah b. Abbas’tan öğrendiği tefsiri yazıya geçiren Mücâhid kendi öğrencilerine de aynı metodu uygulamış ve yaptığı tefsiri onlara yazdırmıştır. Mücâhid’e nispet edilen tefsirlerin öğrencileri tarafından yazıldığı düşünülmektedir. Kendisinden tefsir rivayet eden âlimlerin en meşhurları Abdullah b. Ebû Necîh, A’meş ve İbn Cüreyc’dir.
Mücâhid b. Cebr’in tefsirde metodu Kur’ân’ı Kur’ân’la ve ardından sünnetle tefsir etmek şeklindedir. Cahiliye şiirlerinden, esbâb-ı nuzülden, İsrâiliyattan çokça yararlanmıştır fakat bu durumdan dolayı çok eleştirilmiştir. Bunun yanında akla geniş yer vermiştir. Onun bunlara cevabı ise “Ben tefsire dair görüşlerimi Peygamber’in onlarca sahâbîsinden öğrendim.” diyerek cevap vermiştir.
Mücâhid b. Cebr’in ayetlerden fıkhî hükümler çıkardığı da görülmektedir. “Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan-nasibinizi- arayın. Allah’ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz.” (el-Cum’a 62/10) mealindeki âyetten zeval vaktinden Cuma namazının bitişine kadar geçen sürede ticaret yapmanın ve çalışmanın meşru olmadığı sonucunu çıkarmıştır.
Bazen mecazî tefsir yaptığı da olmuştur. “Suçu onu kuşatırsa…” (Bakara 2/81) ifadesini “insanın işlediği günahlar birikir, kalbini karartır ve gittikçe kalbin her tarafını kaplar” şeklinde açıklamıştır. Bunlar gibi çeşitli hükümleri ve farklı alanlarda ilmî bilgisi vardır.
Hz. Ömer (ra) halifeliğinden Emevî halifesi 2. Yezid’e kadar uzun bir ömrü olmuştur. Bundan dolayı değerli bir yeri vardır. Hakkında çok bilgi yoktur ama bazı konularda öne çıkarak bizlere kadar ilmi ulaşmıştır. Allah ondan razı olsun.