-Allah şanını ve bağlılarını arttırsın- Hz. Muhammed’in ana vasfı Allah’ın son ve evrensel kıldığı Resûlü olmasıdır. Kendisi Risaleti öncesi yaşamında bütün peygamberlere verilen ve İslâm’ın ana ve değiştirilemez ilkelerini içerenel-Kitab’ınne olduğunu bilmezdi.( el-En’am 6/89;el-Şûra 42/52) İnsanların eğitimi ve öğretimindengeçen okuryazar bir insan da değildi.(el-Ankebût 29/48)
O kendisine indirilen Kur’ân ayetlerini insanlara okuyor, açıklayarak öğretiyor ve uygulamayı içerenyaşamıyla da örneklendiriyordu.Böylece ruhları arındırıp geliştiriyordu. (el-Bakara 2/151)Özetlersek O,Kur’ân’ın ayetleriyle portresini çizdiği insan tipinin canlı örneğiydi.
Onun Tefekkürü/Düşünürlüğü,Barışçılığı, Savaşçılığı,Güzel severliği, Sorumluluğu, İnsana sevgisi vesaygısı, Ahlâkıve Adaleti bütünüyle Kur’ân’dı. Kur’ân kaynaklıydı.
Buradan hareketle Onun adaletinin de Kur’ânile şekillendiği söyleyebiliriz.
Onun Adaleti Kur’ân Kaynaklıydı
O, kendisine yönelikeleştirel sözler, davranışlar ve işlerde sabırlıydı ve affediciydi. Ama ilahî yasaları uygulamada, kendisine intikal ettirilen ihtilaflarda son derece âdil bir hâkimdi.
Zengin fakir ayırmazdı. Güçlülere ayrıcalık tanımazdı. Kayırıcı aracılık yapılmasına öfke duyardı. Mümin kâfir; dost düşman tefriki yapmazdı. Tarihi toplulukları çöküntüye uğratan uygulamaların zulüm uygulamaları olduğunu hatırlatırdı.
Onu böylesine âdil kılan Kur’ân’dı. Çünkü Hak ve Adl olan ve adaletli (Muksit) kullarını seven Allah insanlığa mesajlarını içeren Kur’ân’dahak,adl, iksat ve mîzan kavramlarıyla adalete vurgu yapıyordu. Adaletin gerçek kullukla olan bağlantısını dile getiriyordu. Şu veya bu haklı sebeple duyulacak derin öfkenin bile adaletsizliğe sebep kılınmamasını emrediyordu.İşte onun adaletini oluşturan ve şekillendiren âyetlerden bazıları:
Kur’ân’dan Adalet İlkeleri
“Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendi canlarınız, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. Haklarında şahitlik ettikleriniz zengin de fakir de olsalarsiz adaletten ve adil şahitlikten sapmayın. ÇünküAllah onlara sizden daha yakındır. Duygularınıza kapılıp adaletten ayrılmayın. Eğer, sözü eğip bükerek gerçeği saptırır veya şâhidlik etmekten kaçınırsanız Allah’ınyaptıklarınızdan haberdar olduğunu biliniz.”(el-Nisa 4/ı35)
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz nefret/kin, sizi adaletsizliğe itmesin. Adaletli olun; çünkü adalet tam anlamıyla gerçek kulluktur.Allah’ın adaleti emredenve zulümden kaçınılmasını içeren buyruklarına aykırılıktan sakının. Çünkü Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir.”(el-Mâide 5/8. Ayrıca bak.5/42)
(Adalete yönlendirci diğer âyetler için bak: Nisa 58; Nahl 90; Şûra 15; Hucurat9, Mümtahine 8 vs.)
O Sosyal Adaleti de Amaçlıyordu
Ona Rabbimiz tarafından “aranıza adaletle emrolundum” şeklinde açıklama yapması da emredilmişti.(Şûra 15)
Ona hukuki adalet gibiKıstile de emredildiği içinhukuki adalet yanı sıra sosyal adalete deyönelmişti.(A’raf 7/29)
O adaletli olmaya memurdu ve mecburdu. Çünkü O da mübelliği olduğu Kur’ân’ı uygulama ileyükümlü kul Elçiydi.
Görevini yaptı. Özellikle yönetim ve yargıdaödünsüzdü.
- O, Mekke’nin Fethi’nden sonraKâbe’ye ilişkin hizmetleri, talibi olan amcası oğlu damadı Ali b. EbîTalibe değil dahaliyakatli olanOsman b. Talha’yavermişti.(İ. Kesir Nisa 58)
- Bir hırsızlık suçu cezasının düşürülmesi için aracılık yaptırılması üzerine derin bir öfke duyarak şöyle buyurmuştu:
Allah’a yemin ederim ki…Hırsızkızım Fatıma olsaydı ona da cezauygulardım. ‘(İ.Mace Hudud 6)
- Hudeybiye’de Umreleri engellenen sahabilerinin rasladıklarıMüşrik umrecilereengelleyici misilleme yapmalarına Kur’ân çizgisindemani olmuştu.(İ. Kasir,Mâide 2)
- Hayber’i Fethi sırasında otlattığı bir sürü ile gelerek Müslüman olan çobanın kendisine emanet edilmiş sürüsünü geri göndertmişti.
(M. Ebu Zehra Son Peygamber Hz.Muhammed,Tercüme Mehmet Keskin 3/408, Kitabevi İst.1993)
Sahabilerini de Adalet Üzerinde Terbiye Ediyordu.
Adaletle terbiyesinin sahabeye yansıyan örneklerinden biri ile bereketlenelim:
Abdullah b. Revaha zekât amili olarak gönderildiği Hayber’demahsulü iki kısma ayırır, diledikleri kısmıseçme özgürlüğünü Yahudilere bırakırdı. Onlar gösterilen adalet karşısında şöyle demekten kendilerini alamazlardı.
-Gökler ve yer böylesi bir adaletle ayakta duruyor.
Örnekler Çok
Onun adaletinin 14 asırlık tarihi süreçte Müslümanlar ve onların oluşturdukları medeniyetler üzerinde derin izler bıraktığı açıktır. İstanbul’un Fethi’inden bu yana RumFener Patrikhanesi’nin varlığını sürdürmesi ve Yahudilerin500 yılı aşkındır aramızda yaşaması günümüze ulaşan örneklerdir.