Menü
Zeynep Mert
Zeynep Mert
Sâlih Amel Kavramı ve Özellikleri
Eylül 25, 2023
Yazarın Tüm Yazıları

Şüphesiz Allah yarattığı bütün varlıklarla çok yönlü bir ilişki içerisindedir.  Bu iletişimi sağlayan bağ ve ilişkilerden biri de vahiydir. Vahiy; madde ve mana, zahir ve batın, dünya ve ahiret arasında oluşan hakikatin bilgi akışını sağlayan bir kaynaktır. İnsan da Allah’ın oluşturduğu hak sistemi kavrayabilecek ve hakikat karşısında özgür seçim yapabilecek özelliklerde yaratılmıştır.[1] Bu nedenle insanın vahiy karşısındaki tutumu ile hakikatin karşısında aldığı tutum birbirine eşdeğer kabul edilir. Buradan hareketle söyleyebiliriz ki vahye muhatap insanın imanı veya küfrü hakikati değiştiremeyip sadece kendinin hakikat karşısında aldığı konumu gösterebilir. Öyle ki Kur’an vahye inananlar[2], Müslümanlar[3], muttakiler[4] ve ayrıca kalbi olan veya şâhid olarak (zihni olarak dikkatini veren) kulak veren her kimse[5] için yani dil, ırk, renk gibi bir ayrım yapmaksızın tüm insanlığa gönderilmiş evrensel bir öğüt kitabıdır. Kuran’ın büyük kısmının arka planında ise sâlih amel kavramı yer alır. Böylece insan hakikat adına vahye muhatap olur. Bu sebeple de insanın dini, ahlâkı ve insanî değeri veya hakikate olan uzaklığı iman ve sâlih amel ile ölçülür.[6]

Kur’an’da zikredilen sâlih ameli kavrayabilmek için ilk olarak Kur’an’daki kavramların nasıl zikredildiğine bakmak gerekir. Kur’an’daki kavramlara genel olarak bakıldığında, kavramların kendi aralarında hiyerarşik ve örgütlü bir yapıda olduğu, bir sistem oluşturacak şekilde birbirleriyle ilişki içinde bulundukları görülür. Kavramlar bu sistematik yapıya sıkı sıkıya bağlı olup sistemin genel işleyişine katkı sağlarlar. Bu nedenle Kur’an kavramları tek başlarına anlamları olsa da asıl önemli olan sistemde icra ettikleri görevleridir. Böylece görevlerinin tanımlanması ve sistemdeki yerinin anlaşılması sağlanır. Zaten sistem dediğimiz şey, bütünlüğü gerektirdiğinden bu husus büyük önem arz etmektedir.[7]

Sâlih amel kavramın bütün kavramlar içerisinde yerine baktığımızda sâlih amel kavramını “hak” kavramı ile ele almak gerekir. Bilinmelidir ki tüm varlık aleminde geçerli olan “hak” tekdir. Sâlih amelin temelinde de her daim duygu ve düşünceye dönüşmüş, anlaşılmış hakikat bilgisi vardır. İnsan, tercih ettiği iman ve sâlih amel ile hakikatin parçası olarak bu hakikat dünyasında yerini alır. Varlıkla olan ilişkisel değerini de ancak sâlih amelleri ile koruyup sürdürebilir. Bu yönüyle sâlih amelin hak kavramıyla olan bu ilişkisi onu herhangi bir davranış olmaktan çıkarır.[8] Buradan hareketle sâlih ameli, “en doğru olanını” yapmak manasında anlayabiliriz. Fakat bu sadece bir kişinin veya birkaç grubun inisiyatifine bağlı doğru-yanlış bir özelliklerden ibaret olmayıp bilakis toplumun ortak değerleridir. Kur’ân-ı Kerîm de ısrarla sâlih ameli olmayan kafir, müşrik, münafık, zalim, hırsızlık yapan, zina eden gibi kötülük işleyen kişilerin toplumun bir parçası olarak bu davranışlarını düzeltmeleri istenmektedir.

Sâlih amel kavramını Kur’an’daki kavramlarla ele aldığımızda ise “iman ve sâlih amel işleyenler” ifadesi 58 defa, “el-bakiyyatus’sâlihat” ifadesi iki defa ve “ancak sabreden ve sâlih amelde bulunanlar” ifadesi bir defa olmak üzere farklı yerlerde zikredildiğini görürüz.[9] Bunları değerlendirdiğimizde her sâlih amelin arka palanında kalbi amel olan imanın olduğunu ve her sâlih amelin işleyişinin sabır ile yoğrulduğunu görebiliriz ve bu kavramlar birlikte olunca ancak “el-bakiyyatus’sâlihat” yani kalıcı sâlih ameller kategorisine girdiğini söyleyebiliriz. Hepsinin ortak amacı ise “Allah rızası” etrafında birleşmektedir. O halde tüm amellerin ve emellerin geçici olduğu bu dünyada ancak amellerimizi kalıcı olarak âhiret yurduna taşıyabileceğimizden sâlih ameli, Allah rızasına ulaşabilmede her türlü vesile ve bir emel olarak görmeliyiz.

Sâlih ameli anlamak adına özelliklerine baktığımız zaman ise onu diğer insan davranışlarından ayıran bilgi, yararlılık, denge, temizlik, içtenlik/ihlas, sabır, tevekkül, estetik, yapıcılık, uygunluk ve dua gibi özelliklerini görebiliriz.[10]

Sâlih Amelin Özellikleri[11]

  1. Sabır: Sâlih amelin sâlih olabilmesi için içinin bilgi ile doldurulması gerekir. Çünkü bilgi, insanın davranışını ve imanını başı boşluktan kurtarır. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere vahiy hak ile batılı birbirinden ayırdığından, aklı ve kalbi tatmin ettiğinden hakikatin bilgisiyle eşdeğer yani sahih bilgi kabul edilmiştir. Sâlih amelin buradaki ayırıcı özelliği de söz konusu Allah ile insan iradesinin/bilgisinin aynı yönde olduğu yer ve durumlardır. Dolayısıyla sâlih amel davranışının dayanağı vardır ve vahiy ile delillidir.
  2. İçtenlik/İhlas: Sâlih amel; ihlas özelliği ile yani sadece Allah’ın rızası için ona uygun bir davranışta bulunması itibariyle diğer değişken iyilerinden ayrılır. Burada ihlas sahibi kul, sadece Allah’ın rızasını amaçlandığından kendi yaptığı sâlih ameller/iyilikler karşısında insanlardan beklentisi olmaz, karşılık görmese de iyilik yolunda sebat eder. Nasıl ki niyet, kalbin hayra ve şerre yönelmesidir. Sâlih amel de Allah’ın rızasını kazanma arzusu ile O’nun hükümlerine tabi olmak üzere iradenin fiile yönelmesidir.
  3. Sabır: Sabır, insan hayatının her safhasında mevcut olup imtihan gereği elinde olmayan sebeplerle, kendisine bir şeyler verilir veya alınır. Buna mukabil Rabbimiz zor da olsa kaldırabilmemiz için zoru kolaylaştıran sabır gibi bir nimeti verip bu nimet ile insanın tekâmülünü, olgunlaşmasını ve gelişmesini sağlayarak kâmil insan olması hedefine yakınlaştırmıştır. Bu sebeple Rabbimiz bizden her daim sabrı kuşanmamızı istemiştir. Bu sabır ki hak ve hayır yolunda gösterilen şecaat, sadakat ve mertliktir. İbadet, hayır, hasenat gibi şeylerde sebat etmek için sadakat; düşmana, batıla ve her türlü şer odaklarına karşı olmak için şecaat ve mertlik sabrın şiarıdır. Ancak böyle bir sabır sâlih amelin niteliği olabilir.
  4. Denge: İman, insana dengede kalması için bir ölçü koymuştur. Sâlih amel ise bu ölçü ile dengeyi uygulaması olarak görebiliriz. Dengeli niteliği ile sâlih amel, bir işin zamanında ve yerinde yapılmasını sağlayarak nitelikli, olgun ve dengeli bir davranış sergiler.
  5. Uygunluk: Sâlih amel, Kuran’a, ahlâkî ilke ve değerlere, fıtrata, üretildiği alanın bilimsel gerçekliğine ve bunlara çatışmayan toplumsal geleneğe (örf) uygun bir davranıştır.
  6. Yararlılık: Sâlih amelin en bilinen özelliği yarar/fayda odaklı olmasıdır. Yararlılık özelliği ile kişi kendisinden başlayarak ilişkisi olan tüm insanlara, canlılara, doğaya faydası olan söz ve eylemlerde bulunur. Nitekim Allahu Teâlâ, Kur’an’da müminlerin en önemli özelliklerinden bahsederken boş ve faydasız söz ve eylemlerden uzak duran kişi olarak tanıtmıştır.[12]
  7. Yapıcılık: Sâlih amel sürekli iyileştirmeye yani ıslaha dönük eylemleriyle yapıcı bir davranıştır. İnsanın kendisi, Allah ve diğer varlık ve insanlarla ilişkilerini olumlu yönde iyileştirmelidir. Bunu bazen insanlara arabuluculuk ile güzel hasletlerin inşasında bazen de yoldaki bir taşı kaldırarak zararı ıslahında bu davranış özelliğini görebiliriz.
  8. Temizlik: Sâlih amelin temizlik yani tezkiye özelliğini insanın hem beden-elbise-çevre gibi maddi temizliği[13] hem de kalp, düşünce ve duygu temizliği şeklinde anlamamız gerekir. Kur’an’a göre en büyük temizlik ise iffet olarak zikredilmiştir.[14]
  9. Estetik: Allah, esmâ ve sıfatların tecellisi ile bütün güzelliklerin kaynağıdır. “Sözlerin en güzeli” olan Kelâmullah, güzel nitelendirdiği insanı güzel söze, güzel eyleme ve güzel yaşamaya çağırmıştır.
  10. Tevekkül: Bu özellik ile insan sâlih amel işlerken azim ve kararlılık gösterir ve sonrasında o amelden Allah’a sığınır. Hiçbir geleceğin ve olacağın garantisi elinde olmayan insana Allah, “Bir işe azmettin mi Allah’a tevekkül et.”[15] buyurmuştur.
  11. Dua: Sâlih amelin dua niteliği vardır. Öyle ki kişi Rabbine ettiği duasını yaşamak ister. Veyahut Rabbine sâlih amelleriyle naz ederek talebini dua ile duyurur. Dualarına Kur’an ile haberdar olduğumuz tüm peygamberler ve sâlih kişilerin dualarıyla sâlih amelini tanırız. Çünkü onlar adeta dualarıyla bütünleşmişlerdi. Sözünü ettiğimiz sâlih amel olan dua, sadece kişinin kendi duası olmayıp diğer mümin kardeşlerin ve meleklerin de dualarıyla desteklenmiş ortak olan dualardır.

Son olarak bilinmelidir ki Kur’an, sâlih ameli insan fıtratının bir gereği olarak saymaktadır[16] ve bilinir ki her işin ve eylemin bir usul ve kaidesi vardır. Hiçbir usul ve kaide, bilgiden yoksun değildir. Nasıl ki her işin gerektirdiği yeterlilik ve beceriler ile o işin ehli olunur ve yetki kazanılır ise, bizler de fıtratımıza kodlanmış olan ve bize vahiy yoluyla bildirilen ve desteklenen sâlih amel bilgisini, usul ve kaidelerine uyarak o işin ehli olup yetki sahibi olabiliriz. Rabbim sâlih amellerimizi bereketlendirsin ve makamına yükselterek bizleri izzetinden nasiptar eylesin.

Zeynep Mert


[1] Şems 91/8-9/.

[2] Nahl 16/64.

[3] Nahl 16/89.

[4] Hâkka 69/48.

[5] Kâf 50/37.

[6] Ömer Demir, Dini Kavramlar ve Öğrenme Ortamları: Sâlih Amel Örneği, (Doktora tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013), 28-29.

[7] Ömer Demir, Dini Kavramlar ve Öğrenme Ortamları: Sâlih Amel Örneği, (Doktora tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013), 21.

[8] Ömer Demir, Dini Kavramlar ve Öğrenme Ortamları: Sâlih Amel Örneği, (Doktora tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013), 30-31.

[9] Ömer Dumlu, “Kur’an’da Bazı Kavramlara Bakış”, s. 49, Anadolu Yayınları, İzmir, 1999.

[10] Ömer Demir, Dini Kavramlar ve Öğrenme Ortamları: Sâlih Amel Örneği, (Doktora tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013), 137.

[11] Ömer Demir, Dini Kavramlar ve Öğrenme Ortamları: Sâlih Amel Örneği, (Doktora tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013), 137-171.

[12]  Kasas 28/55; Mü’minûn 23/3.

[13] Abese 80/14.

[14] A’râf 7/82.

[15] Âl-i İmrân 3/159.

[16] Tîn 95/4-6.

0 0 Yorumlar
Puan
Bildir
guest

0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
DOSYA
Şahitliğin Hakkını Veren Şehir: Gazze...
Recep Songül
Şehit ve Şahit İlişkisi
İbrahim Hanek
Şahitlik ve İhsân
Murat Kaya
Seyr u Sülûk Bir Şehâdet Arayışı mıdır?...
Hamit Demir
İlâhî Şahitlik
Yavuz Selim Göl
RÖPÖRTAJLAR
“Gazze” demek şahitler diyarı demektir....
Muhammed Emin Yıldırım
“Şahitlik; her zaman ve zeminde hakkı söyleme, hak...
Şinasi Gündüz
“Doğu Türkistan Çin’in bir parçası değildir."...
Hidayet Oğuzhan
“Eğer insanım diyorsanız, Doğu Türkistan bir insan...
Seyit Tümtürk
“Gazze’de yaşananlar, Batı’nın dünya kamuoyundan, ...
Derda Küçükalp
SİRET-İ İNSAN
Savaşın Çocukları
Bahriye Kaman
Toplumun Kurucu Hücresi Olan Ailede Örneklik Vasfı...
Bahriye Kaman
Lider, Önder, Rehber!
Bahriye Kaman
Göçebe Ruhu
Bahriye Kaman
Nitelikler ve Roller
Bahriye Kaman
SİNEMA
Doğu Türkistan, Filistin ve Diğerleri: Sinemada Ek...
Abdülhamit Güler
Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak. Ama!...
Abdülhamit Güler
Bu Film, Böyle Devam Edemez!
Abdülhamit Güler
Göstermenin Mesuliyetinde Sinemanın Örnekliği...
Abdülhamit Güler
Perdedeki Kimin Afeti, Felaketi, Kıyameti!...
Abdülhamit Güler
GEZİ-YORUM
Doğunun Tüm Yolları Erzurum'dan Geçer...
Mikail Çolak
Mağrur Bir Tarih Ribatı Gibi Dimdik Ayaktadır Kâşg...
Mikail Çolak
Prizren’de Osmanlı Evladı Olmak
Mikail Çolak
Vakur ve Mahzun Bir Efsanedir: Kudüs...
Mikail Çolak
Habib-i Neccâr’ın Gözyaşları
Mikail Çolak
SAHABİ BİYOGRAFİSİ
Leyla “A” dır
Rumeysa Döğer
Son Dokunuş Sahibi: Kusem b. Abbas
Rumeysa Döğer
F Tipi Dünya
Rumeysa Döğer
Afrâ bint Ubeyd Yüzlü Kadınların Zamanından…...
Rumeysa Döğer
Bütün Şehit Annelerine: Sümeyra Bint Ubeyd Teselli...
Rumeysa Döğer
NEBEVİ VARİSLER
Ubey b. Kâ'b: Allah’ın Seçtiği Muallim...
Damla Mıdış
Ümmü Seleme
Hayrunnisa Duran
Allame Muhammed Salih Damollam
İkra Nur Demir
Mücâhid b. Cebr
Damla Mıdış
Takvâ Sahiplerinin Öncüsü Hasan Basrî...
Beyza Durna
Scroll Up
0
Düşüncelerinizi çok isterim, lütfen yorum yapın.x