Muhterem Hocam, Malumunuz Siyer’in En Temel Kaynağı Kur’an-ı Kerim’dir. Siyer-Kur’an ilişkisi bağlamında, Hz. Peygamber’in ve Aziz kitabımız olan Kur’an-ı Kerim anlaşılması konusunda neler söylersiniz?
Siyer Peygamber Efendimizin örnek hayatı ile sünnetiyle davranışlarıyla İslamiyet’in önemli bir kaynağı olmak hasebiyle Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasın da siyerin sahih ve doğru bilgisinin önemli olduğu şüpheden varestedir. Tabii ki Profesör Muhammad Hamidullah Hocamın “The Muslim Conduct of State/İslam’da Devlet İdaresi” eserinde bahsettiği üzere ve Şümsü’l-Eimme İmam es-Serahsî.. de Kitabu’s-Siyer, Sağiriyle Kebiriyle yazdığı şerhdeki manasıyla Devletler Hukuku kaynağı olması siyerin Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında ayrı bir nokta veya husus olmak gerekir.
Mademki Peygamber Efendimiz vahye dayanan vasfiyleüsve-i hasenedironun hayatını ve davranışlarını konu edilen sire ve siyer Kuran-ı Kerim’in anlaşılmasında ihmal edilemiyecek bir kaynaktır. Kanehuluku el-Kurân/ Onun ahlakı Kur’an’dı prensibide bunu işaret etmektedir.
Geleneksel siyer kaynaklarında Kur’an-ı Kerim yeterince kullanılmış mıdır? Kur’an-ı Kerim’in Siyerin kaynağı olarak okunmasında nasıl bir yöntem izlenmelidir?
Açık bir ifade ile bu konuya evet demek fakirce zordur. Kur’ân-ı Kerim,siret kaynaklarında tam bir değerlendirmeye herhalde tabii tutulmamıştır. Fakir bütün sire kitapları özellikle ilk kaynak eserlerin,bütün tefsir temel kaynaklarının hadis kaynaklarının fıkıh kaynaklarının daha doğrusu bütün temel İslamî kaynakların tamamının komputurize ve dijitalize edilerek bu konuya uygun programlarda geliştirilerek ilk devirden beri günümüze kadar tekâmülüde gösterecek şekilde bütün bilgileri mukayese ederek bir cemai ve kollektif çalışma ile 100, 200, 3000 genç,dinç ve meraklı kabiliyetli ümmetten seçilmiş alimlerle konuya tam hakimiyet şeklinde en küçük işaretleri ve verilen bilgileri doğru bir şekilde cemai olarak değerlendirmek gerekir.Böyle çalışılmadıkça Kur’ân-ı Kerim’in ve siyerin ve her türlü bilginin tam bir şekilde anlaşılamayacağı kanaatindeyim. Bunun yapılması gerektiği ümmetiçin bir vecibedir düşüncesindeyim.
Ignaz Goldziher’in “Muhammad anische Studien” eseri ve Joseph Schacht’in “Origins of Muhammadan Jurisprudence” gibi eserlerin hadisin ve sirenin zamanın örf ve teamülün aks ettirdiği görüşlerine doğru ve ciddi araştırmalarla cevap vermek için yukarıda bahsettiğim kalite ve seviyede bir araştırmaya imkan verecek İslam Araştırmalarının kurulması ve işletilmesi doğrusu büyük bir zarurettir.