21. yüzyılın tüm imkânlarına rağmen hem bireysel hem de toplumsal iyilik halinin gitgide bozulduğu aşikardır. Acaba bu kadar imkanlara rağmen insanlar niye mutsuz niye bu kadar kavga niye insanlar bu kadar depresif ve hoşgörüden uzak ortak yaşam kültürünün gerekliliğini yerine getirmemekteler.
Nasıl ki bir makineyi imal eden makine ile birlikte kullanma kılavuzunu beraberinde verir. İşte biyolojik bir canlı makine olan insanında kullanma kılavuzu vardır. Buda insanı yaratan Allah’ın kitabı Kur’ân ve onun anahtarı Peygamber Efendimiz’dir (sas).
Tıbb-ı Nebevî nedir?
Efendimiz’in sağlıklı birey sağlıklı toplum adına yaptığı söylediği önerdiği uygulamalar bütünüdür. Bir başka ifade ile Tıbb-ı Nebevî maddi manevî sağlıklı yaşam anahtarıdır.
Tıbb-ı Nebevî deyince akla ilk olarak hastalık ve hastalıkların tedavisi gelmemelidir. Tıbb-ı Nebevî koruyucu hekimlik üzerine kurulmuştur. Unutmayalım sağlığı korumak hastalıkları tedavi etmekten daha kolay daha ucuz ve daha hayırlıdır.
Hz. Peygamber (sas) zamanında iki temel tıp anlayışı vardı: Birisi daha sistematik olan Yunan-Roma tıbbı, diğeri daha çok bitki ve büyü ile tedaviyi önceleyen Arap/Bedevî tıbbı.
Peygamber Efendimiz’in (sas) hastalık, sağlık ve ilaçlarla alakalı hadislerini en erken dönemlerde hicrî 2. yüzyılda İmam Malik’in Muvatta adlı eserinde derlendiğini görmekteyiz. Sonraki yıllarda Buhârî, İbn Mâce ve Ebû Dâvûd sağlıkla alakalı 261 hadisi “Tıb”, “Selam”, “Tıbb-ı Nebevî” başlıkları altında eserlerinde yer vermişlerdir. Müstakil ilk Tıbb-ı Nebevî kitabı Abdülmelik b. Habib (ö. 238/853) tarafından hicrî 3. yüzyılda kaleme alınmıştır. İbn Kayyım el-Cevziyye’nin (ö. 571/1350) de kapsamlı bir Tıbb-ı Nebevî kitabı vardır.
Modern tıbbın ilerlemesiyle Hz Peygamber’in (sas) hadis ve uygulamaları ön plana çıkmış bilimsel olarak özellikle Batılılar tarafından incelenmeye başlanmıştır.
Hz. Peygamber o zamanki tıp bilgisi ve uygulamalarından akıl mantığa uygun olanları kullanmıştır. Ayrıca diğer peygamberlerin uygulamaları ve âyet-i kerimeler Tıbb-i Nebevî’nin kaynağını oluşturmuştur.
Tıbb-i Nebevi Gerekliliği
- Yaradılış ile birlikte Allah insanlara bir yol gösterici olarak insanların içinden peygamberler göndermiştir. Peygamberler örnek insan olduklarından dolayı yaşantıları ve sözleri sağlık açısından da değerlendirmeli ve hayata geçirilmelidir.
- Malumdur ki Kur’ân ve sünnette tıp ile alakalı onlarca âyet ve yüzlerce hadis-i şerif vardır. Bu kadar âyet ve hadislerin varlığı bu konunun ehemmiyetini bizlere açıkça bildirmektedir.
- Tıbb-ı Nebevî koruyucu hekimlik üzerine kurulmuştur. Korumak tedaviden daha hayırlı ve daha ucuzdur. Dünya Sağlık örgütü kendine bağlı birimlere gönderdiği yazılarda öncelikli hedeflerin koruyucu hekimlik olduğunu vurgulamaktadır.
- Müslüman toplumların bu konuda daha hassas davranması gerektiği imanın da bir gereğidir.
- 1992’de Amerika’da Uluslararası İslam Tıp Enstitüsü kurulmuştur. Ülkemizde böyle bir merkezin olmaması büyük bir eksikliktir.
- Günümüzde toplumun farklı kesimlerinde Tıbb-ı Nebevî duyarlılığı oluşmuştur. Tıbb-ı Nebevî’yi anlama ve öğrenme arayışı içerisine girmişlerdir. Özellikle yıllarda STK ve üniversitelerde düzenlenen Tıbb-ı Nebevî derslerine talepler oluşmuş ve bugün derslere katılanların sayısı 400’ü aşmıştır. Talep ve ilginin giderek artması Tıbb-î Nebevi Araştırma Merkezi’nin açılmasının gerekliliğini gündeme getirmiştir.
- Dünya İslâm’a koşarken, Tıbb-ı Nebevî ile alakalı birçok bilimsel çalışma yapılırken; biz ülkemiz olarak bunun neresindeyiz? Böyle bir projenin Türkiye’de öncüleri olmak Allah’ın dinine peygamberine sahip çıkmanın bir göstergesi olacaktır.
Dünyada Tıbbi Nebevi ile Alakalı Yapılan Çalışmalardan Bazıları
- Kur’ân ve Hadis İlmi Mucize Kurulu üyesi Abdüddaim el-Kühayl 3 yıl süre ile yaptığı çalışmaları yayınladı. el-Kühayl: “Beyin hücreleri titreşim denilen manyetik ve elektrik olmak üzere elektromanyetik iki akım üretir. Bu nedenle tüm hücreler istinasız her titreşimden etkilenir. Ses ile tedavi bu aşamada devreye girmektedir. Müzik terapisi, konuşma terapisi, ilâhî ve Kur’ân dinlemek, özellikle Kur’ân dinlemek hastalıkların şifa bulmasında mucize olarak karşımıza çıkmaktadır. Âyette de ifade edildiği gibi Kur’ân bir şifadır.”
- Londra Kraliyet Tıp Merkezinden Dr Ahmet Şevki: “Abdest almak özellikle kalbe uzak olan el ve ayakların ovularak yıkanması kan dolaşımını güçlendirmektedir. İç organlarla abdest azaları denge oluşturarak vücut dengesini sağlamakta tansiyonu düşürüp sıkıntıyı gidermektedir. Bu ovularak yıkanma sonucunda endorfin salgılanmakta bu hormon da öfke kontrolünde rol oynamaktadır.”
- Amerikalı Prof Dr. Daniel Hall sağlık durumları aynı oldukları halde dua edenlerin etmeyenlere göre 3 yıl daha fazla yaşadığı belirtildi. (Çalışma Port of Family Medicine dergisinde yayınlamıştır)
- Alman Prof. Hans Detlet Fasman ara sıra oruç tutmak beyni aktifleştiriyor beden ve ruh sağlığından %90 korunmanın oruç ile birlikte sağlıklı bir rejimden geçtiğini söylemektedir. Yapılan araştırmalarda oruç ile birlikte kan damarlarının çeperlerindeki yağların atılımı gerçekleşmektedir.
- Norveç’te yapılan bir araştırmada 4 hafta tutulan orucun baş bel omurga ve eklem ağrılarını giderdiğini ortaya koymuştur. (www.vanderbilt.edu)
- Amerika Harvard Üniversitesinde yapılan bir araştırmada sünnet olarak uygulanan bir saatlik uykunun bütün bir gece uykuya denk gelebileceğini ifade edilmiştir.
- İnsanın biyolojik saatin 24 saatte iki kez uykuya ayarlandığını çalışmalarında dile getirmişlerdir. Bu çalışmaların bilimsel faydaları ayrıca yayınlanmıştır.
- Japon araştırmacı Dr. Herman Ohera Hastalık ve Sağlıkta Vücut Asit Dengesi kitabında zemzemin insan sağlığına olan faydalarını şöyle açıklamıştır: Enerji verir, sahip olduğu antioksidanlar sayesinde zehirleri etkisiz hale getirir, sindirimi kolaylaştırır, vücut dengesi korur, kanser hücrelerini tahrip eder, yararlı zengin minerallere sahiptir.
- Hacamat, İspanya Lizbon Üniversitesi’nde ‘Cupinp and Letting’ adı altında okutulmaktadır. Amerikan Üniversitelerinde ise hacamat ‘Cupping Therapy’ adı altında ders müfredatı olarak okutulmaktadır.
- KTÜ Tıp Fakültesi Hastanesi fizik tedavi ve rehabilitasyon ana bilim dalı başkanı Prof. Dr. Mustafa Güler “Duanın Tedavideki Yeri” konulu bir araştırma yaptı. Dua başkaları tarafından yapılan ve hastanın kendisinin yaptığı, sözle telkin tamamlayıcı tedavi yöntemi olduğunu ifade etmiştir. Dr. Güler yine çalışmalarında şunlara değinmiştir: “ABD de çalışan Doktor Ahmet el-Kadi Kur’ân ve stres konusunda bir araştırma yapmış ve hazırladığı tebliği 1984 de İstanbul’da yapılan İslam Tıp Kongresi’nde sunmuştur.”
- Dünya Sağlık Örgütü, kendisine bağlı olan birimlere gönderdiği raporda misvakın mikropları öldürücü özelliğini, ağız kokusunu giderdiğini, kanamayı durdurduğunu, ve şeker hastalarına yararlı olduğunu kan dolaşımını kolaylaştırdığını içeren ve dış fırçasına alternatif bir ürün olarak kullanılabileceğini tavsiye etmiştir.
- ABD Cornell Üniversite’si kalp cerrahlarından Dr. Mehmet Öz, kalp krizi geçirmiş stent takılacak 750 kişi üzerindeki araştırmasında “Dua edenlerin ve edilenlerin hızla iyileştiğini gözlemledik. Ben de dua etmelerini tavsiye ediyorum.” demektedir.
- 1998’de Durham Duke Üviversity Medical Center’da 65 yaşın üzerindeki 4000 hasta üzerinde yapılan çalışmada dua ve haftada bir gün ibadetin yüksek tansiyonu %40 oranında düşürdüğünü gözlümlenmiştir.
Tıbb-ı Nebevî’de Hedef ve Kazanımlar Neler Olmalıdır?
- Siyeri yani Hz Peygamber’in (sas) hayatını anlamak
- Tıbb-ı Nebevî’yi anlayacak ve anlatacak seviye gelmek
- Tıbb-ı Nebevî’ye uygun bir yaşam tarzı kazanmak
- Tıbb-ı Nebevî ile alakalı uygulamalar çıkarmak (sorunlara çözümler, tedavi, ilaç vb)
- Ev ve çevremizde öğrendiklerimizi uygulamak
- Her meslek dalında uygulama alanı bulmak mesleki kazanımların sağlanması
- Tıbb-ı Nebevî’nin ders olarak okutulması, kurs ve seminerlerin düzenlenmesi
- Araştırma laboratuarların kurulması
- Güncel sorunlara Tıbb-ı Nebevî ile çözüm bulunması
- Tıbb-ı Nebevî çalışmalarının tez olarak çalışılmasını sağlamak
Tıbb-ı Nebevî Araştırma Konularının Ana Başlıkları
- Koruyucu hekimlik
- Sağlıklı yaşam önerileri
- Hastalıklarla mücadele
- Tıbb-ı Nebevî ve Temizlik
- Saç sağlığı yönüyle Tıbb-ı Nebevî
- Ağız ve diş sağlığı yönüyle Tıbb-ı Nebevî
- Hacamat ve Misvak
- Hz. Peygamber’in hasta tedavisinde önerileri
- Hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar, besinler, içecekler
- Eğitim yönüyle Tıbb-ı Nebevî
- Sosyal yönüyle
- Fitoterapi ve aromaterapi yönüyle
- Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp yönüyle
- Psikolojik yönüyle
- Beslenme yönüyle
- İletişim Yönüyle
- Aile yönüyle
- Nefsi terbiye yönüyle
- Kişisel gelişim yönüyle
- Güzel ahlak yönüyle
- Sorunlarla mücadele yönüyle
- Giyim kuşam yönüyle
- İbadet yönüyle (Namaz, Oruç, Zekat, Hac, Kurban, Dua, Zikir, Abdest Gusül vb.)
- Mesleği icra yönüyle
- Öz bakım ve temizlik yönüyle
- Egzersiz yönüyle
- Tebliğ yönüyle
- Ortak yaşam kültürü yönüyle
- Evrensel ahlak kuralları yönüyle
- Enfeksiyon yönüyle
- İman ve inanç yönüyle
Görüldüğü gibi Tıbb-ı Nebevî araştırma konuları tüm ilimler ile multi disipliner bir bütünlük içindedir.
Sonuç olarak Tıbb-ı Nebevî insanlığın son kurtuluşudur. Müslümanların en büyük yanılgısı Hz. Peygamber’in (sas) sünnetini yaparsam sevap alırım düşüncesinde olmuş hikmetini göremeyip yaşam tarzı haline getirmemiştir.
Dünyada yapılan bilimsel çalışmalar göstermektedir ki geleceğin tıbbı, Tıbb-ı Nebevî üzerine kurulacaktır. Bizlerde ümmet olarak bu sünnete sahip çıkmaya çalışmamız gerekmektedir. Son yıllarda yaptığımız düzenli ders seminer ve konferanslar Tıbb-ı Nebevî ye ilgiyi artırmış olup bu alanda bilimsel çalışmaların önünü açmıştır. Amacımız bir Tıbb-ı Nebevî araştırma merkezinin kurulmasını sağlamak ve üniversitelerde ders olarak okutulması….
Az olsun öz olsun ama daim olsun
Sağlık ve afiyetle…